Yurttaşlarımızın Deprem Korkusu Duymadan Yaşama Hakkı Vardır!
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulunun Düzce Depremi hakkında 23.11.2022 tarihli basın açıklaması
Eklenme Tarihi: 23/11/2022
Bu sabah (23.11.2022) saat 04.08'de merkez üssü Düzce'nin Gölyaka ilçesi
olan, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünün
açıklamasına göre 6 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiş, şu ana kadar ulaşan
bilgilere göre biri ağır 46 kişi yaralanmıştır. Deprem Sakarya, Bolu, İstanbul, Kocaeli, Bursa başta olmak üzere Ankara dahilbirçok kentimizde hissedilmiştir.
Tam da 1999 yılında 7.2 büyüklüğünde gerçekleşen Düzce
depremin 23. yılını geride bırakırken gerçekleşen deprem tüm yurttaşlarımızın
geçmişte yaşadığı acı anıları canlandırmış, haklı olarak depreme hazırlık
konusundaki endişelerini yeniden yükseltmiştir.
Bilindiği gibi geçtiğimiz 12 Kasım tarihinde tüm yurtta olası
bir depreme karşı çök-kapan-tutun tatbikatı yapılmıştır. Kamuoyunun depreme
duyarlılığı ve deprem durumunda bilinçli olması konusunda çalışmalar yapılması, yapısal olmayan tehlikelere karşı vatandaşa korunma
yollarının öğretilmesi ve tatbikat yapılması elbette gereklidir. Ancak deprem anında yapılması gerekenlerin yanı sıra deprem
öncesi hazırlık da son derece önemlidir. Ne yazık ki depremin öncesine dair yapılması
gerekenler konusunda ülkemiz sınıfta kalmıştır. Yapıların depreme karşı
güvenliğini tesis etmek için tasarım, inşa ve denetim süreçlerinin doğru ve
sağlıklı bir şekilde yürütülmesi esastır. Güvenli yapılaşmanın bu üç sac
ayağından her birinde hem yasal düzlemde hem de uygulamada ciddi sorunlar
bulunduğu bilinmektedir.
Deprem sonrası oluşan hasarların büyük çoğunluğunun imalat
kusurlarından kaynaklandığı bilinirken inşa sürecinin temel aktörü olan şantiye
şefliğine gerekli önemin verilmemesi, konuya dair yaklaşımın ne kadar ciddi
olduğunun da bir göstergesidir. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası 2 yılı aşkın
bir süredir yürüttüğü kampanyalarla, yaptığı çalışmalarla hazırladığı teknik
raporlarla şantiye şefliği görevinin önemini ve doğru bir şekilde yapılmasının
koşullarını ilgili kurum ve kuruluşlarla paylaşmış, kamuoyunu aydınlatmaya
çalışmıştır. Oysa, bundan birkaç gün önce Çevre, Şehircilik ve İklim
Değişikliği Bakanlığı tarafından Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Şantiye
Şefliği Yönetmeliğindeki değişiklikler olması gerekenin bir hayli uzağında
kalmıştır. TÜİK’in 2021 verilerine göre ruhsata tabi işlerin %72’si konut
üretimi olup, konut üretimin %64’ü ortalama 1800 m2 civarında inşaat
alanına sahiptir. Mevcutta konut üretiminin bu aralıkta yoğunlaşması
dolayısıyla Odamız 1500 m2yi geçen yapılarda şantiye şefinin tam zamanlı olarak görevlendirilmesi gerektiğini savunmakta, "Her Şantiyeye Bir Şef" olması gerektiğini söylemektedir. Mevcut
yönetmelikte ise şantiye şefleri birden fazla işi üstelenebilmekte, şantiye
şefliği hizmeti kağıt üzerinde bir prosedür olarak görülmeye devam etmektedir.
Türkiye’nin mevcut yapı stoku tam bir bilinmezlik içindedir.
Olası bir büyük depremde yapıların nasıl etkileneceği şüphelidir. Hal böyleyken
deprem önlemi olarak yapılması gereken en önemli faaliyetlerden biri yapı
stokunun taranmasıdır. Belediyeler tarafından yapı stoku taranarak depreme
hazırlık konusunda önemli bir adım atılabilir.
1999 depremlerinden sonra, güvenli ve sağlıklı bir yapılaşma
ve çevre için nelerin yapılması, ne tür önlemlerin alınması gerektiği
konularında kamu kurumlarınca birçok çalışma yapılmış, raporlar hazırlanmış ve bu
yapılan çalışmalar AFAD`ın 2011 yılında yapmış olduğu geniş tabanlı bir çalışma
ile hazırlanan Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planında (UDSEP) son şeklini
almıştır. Büyük çoğunluğu 2017 tarihinde bitirilmek üzere 2023 yılında tamamlanması
hedeflenen çalışmalar Bakanlar Kurulu Kararı olarak 18.08.2011 tarihinde
yayınlanarak yürürlüğe girmiş olmasına rağmen gelinen aşamada ciddi bir
ilerleme kat edilmediği görülmektedir. Üstelik rapora göre çoktan tamamlanması
gereken yapı stokunun taranması konusunda, 2020 yılında TBMM’de kurulan Deprem
Komisyonunun raporuna yansıdığı kadarıyla yapı stoku taramasının yönteminin
bile nasıl olması gerektiğinin belirlenmediği anlaşılmıştır.
Yapı envanterinin taranması, kentsel dönüşümün yapı
güvenliği için gerçekleştirilmesi, kamusal bir yapı denetimi sistemin kurulması,
mühendislik hizmetlerinin inşa sürecinde maliyet külfeti olarak değil özne
olarak görülmesi, mühendislerin meslek odalarınca belgelendirilmesi, imar
aflarıyla ruhsatlandırılan kaçak yapılara gerekli inceleme ve uygulamaların
yapılması, şantiye şefliğinin tam zamanlı olarak yapılması başlıca önlemlerdir.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası olarak, depremde yaralanan yurttaşlarımıza
acil şifalar diliyor, depremden etkilenen tüm yurttaşlarımıza geçmiş olsun
diyoruz. Topraklarının yüzde 95’i deprem bölgesinde bulunan ülkemizde tüm
yurttaşlarımızın deprem korkusu duymadan güvenle yaşayabileceği bir gelecek için
yerel ve merkezi tüm yöneticileri, kamu kurumlarını harekete geçmeye davet
ediyor, İMO olarak tüm birikimimiz ve deneyimimizle elimizden geleni yapmaya
hazır olduğumuzu bildiriyoruz.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası
Yönetim
Kurulu