OĞUZ ATAY'I SEVGİ VE ÖZLEMLE ANIYORUZ

Edebiyatımızın ve mesleğimizin özgün isimlerinden Oğuz Atay'ı aramızdan ayrılışının 46. yılında sevgi ve özlemle anıyoruz

Eklenme Tarihi: 13/12/2023

Oğuz Atay anma.jpg


Edebiyatımızın ve mesleğimizin özgün isimlerinden Oğuz Atay'ı aramızdan ayrılışının 46. yılında sevgi ve özlemle anıyoruz. 

Kendisini anarken odamızın yayın organlarından olan Teknik Güç dergisinin 1 Ekim 1972 tarihinde yayınlanan sayısında "Başka Çalışmalarıyla Ün Kazanmış Arkadaşlarımız:2 Oğuz Atay" başlığıyla yayımlanan ve hayatını kendisinin anlattığı yazıya aşağıdan ulaşabilirsiniz.


BAŞKA ÇALIŞMALARIYLA ÜN KAZANMIŞ ARKADAŞLARIMIZ: 2 
OĞUZ ATAY
(Romancı - TRT Roman Ödülü)



Arkadaşımız Oğuz Atay, 1934 yılında İnebolu'da  doğmuş, ilk, orta ve lise öğrenimini Ankara'da tamamladıktan sonra 1951 yılında İ.T.Ü. İnşaat Fakültesine girmiştir. 1957 yılında üniversiteyi bitiren Oğuz Atay, uzun yıllar serbest meslek icrasında bulunmuş, daha sonra İstanbul Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisinde asistan olmuştur. Halen aynı Akademi'de öğretim üyesidir. "Tutunamayanlar" adlı romanı 1970 yılında TRT Roman Başarı Ödülü kazanmıştır. Aşağıda yaşamını kendisi anlatmaktadır.


YİNE MÜHENDİS OLMAK İSTERİM

1934 yılında İnebolu'da doğmuşum. Beş yaşında Ankara'ya geldim. Bugün, arsasında bir iş hanı yükselen Devrim ilkokulunu bitirdim. İlkokulun son sınıfında Reşat Nuri'nin "Çalıkuşu" romanını okudum. Lisede çalışkan bir öğrenci olduğum ve fen derslerinden yüksek notlar aldığım için, Teknik Üniversiteye ve özellikle İnşaat Fakültesine girmekten başka çarem yoktu. Ayrıca, lisede edebiyat derslerinden de iyi olduğum için üniversite yıllarında roman okumaktan vazgeçemedim. Kısaca İnş. Yük. Müh. olduktan sonra, mühendis olmamda büyük yardım ve baskılarını gördüğüm rahmetli babamı daha da sevindirmek için, Mühendislik ve Mimarlık Akademisinde asistanlık görevi aldım. Bugün aynı yerde öğretim görevlisiyim.

İKİ KİTABIM VAR;
BİRİ TOPOĞRAFYA,
BİRİ TUTUNAMAYANLAR



Yazdığım ilk kitabın adı "Topoğrafya"dır. Sonra "Tutunamayanlar" romanını yazdım. Edebiyatçılar, vitrinlerde ilk kitabımı gördükleri zaman çok gülüyorlar; akademideki bazı hocalar da roman yazdığımı duyunca, acıma duygularını (buna biraz istihza da karışıyor) gizleyemiyorlar.

"Tutunamayanlar"ı 1968'de yazmağa başladım ve bir yılda bitirdim. Romanın başlıca kahramanları nedense mühendistir, hem de inşaat mühendisi. Ve nedense, mühendis oldukları halde tutunamamışlardır. Kitabı, 1969'da, birçok bölümünü değiştirerek, çıkararak ya da yeni bölümler ekleyerek baştan yazdım. 1970 TRT yarışmasına gönderdim ve başarı ödülü aldım. Bugün, romanın kahramanlarından ayrılarak, tutunmaya başladığımı söyleyenler var. Oysa, kitabımı bastırmak için, bir yıl kadar, teksir olarak 500 sayfaya yakın ağır bir kütleyi (kitap olarak 663 sayfa) Babıali yokuşunda dolaştırdım durdum.

"Tutunamayanlar"ı yayımlamakla inşaat mühendisleri topluluğuna ne gibi bir hizmette bulunduğumu bilemiyorum; fakat, eleştirmenler topluluğunun başına oldukça büyük bir dert açtığımı sanıyorum. Kitabı iyi ya da kötü bulduklarını bilmiyorum; fakat, günlük bunca endişe içinde, sonuna kadar okumanın zorluğunda birleştiklerini sanıyorum. Kitabın alaycı bir dille yazıldığı ve çok karamsar olduğu söyleniyor. Ben sanıldığı kadar karamsar değilim; sayfaları şöyle bir karıştıranların dedikodularına kulak verilmeden okunursa, romanım hakkında başka türlü düşünüleceğine güveniyorum.

Okuyucunun, "Tutunamayanlar"ı, başka romanlarımızdan oldukça farklı bulacağını sanıyorum; fakat, bu işten anlayanların, romanı, ilk çalışmam olan "Topoğrafya" ile karıştırmayacaklarına da inanıyorum. Mühendis arkadaşlarımın çoğu, bir roman olduğu halde ikinci kitabımı oldukça ilgiyle karşıladılar. Her ne kadar birinci ciltteki "Hayatın Koordinatları" nazariyemin yalnız mühendislerce anlaşılacağı ileri sürülüyorsa da, ben orta derecede bir lise matematiğiyle bunun anlaşılacağına güveniyorum. Belki de orta öğrenimdeki eğitim aksaklıkları ve yazarların genellikle orta ikiden sonra matematikten ikmale kalmaları gibi nedenlerin de bunda payı vardır. Romanda ayrıca, "insan" denilen ve ülkemizin çeşitli güçlükleri yüzünden kendisine bir türlü gerçek anlamıyla yaklaşamadığımız bir garip yaratıkla da uğraşılmaktadır; onun, hoyrat ellerde bir kukla durumuna indirgenmesine karşı çıkılmaktadır. "Tutunamayanlar"ın da garip yaratıklar olmakla birlikte herkes kadar saygıdeğer olduğuna inanıyorum. Personel Kanununun güçlükleriyle savaşan arkadaşlarımın özellikle bu dönemde kitabın kahramanlarına ilgi göstereceğini sanıyorum. (Yan ödemelerin istenilen düzeye getirilmesinden sonra durumun ne olacağını bilemiyorum.)

İKİNCİ ROMANIMIN KAHRAMANI "ÖZELLİKLE" MÜHENDİS DEĞİL!...

Karşılaştığım bütün güçlükleri göz önünde tutmakla birlikte, bir roman daha yazmaktan kendimi alamadım. "Tehlikeli Oyunlar" sanıyorum  1973'ün ilk aylarında yayımlanacak. Gene oldukça uzun ve gene tutunamayanların maceralarıyla ilgili. Yalnız, romanın kahramanı bir mühendis değil. (Dedikodulara son vermek için bu noktaya özellikle dikkat ettim. ) Bugünlerde ayrıca hikayeler yazmağa başladım. (Biri yayımlandı. ) Çalışmalarımı sürdürmek istiyorum.

BİLİM ADAMI OLMAK İSTERDİM. BİR BİLİM ADAMI DOSTUM DA ROMANCI OLMAK İSTERDİM DİYOR

İlk gençlik yıllarımda roman yazmanın dehşetli bir iş olduğunu düşünürdüm. Bugün sadece yorucu bir iş olduğunu biliyorum. Ben, belki de büyük bir bilim adamı olmak isterdim. Büyük bir bilim adamı olduğuna inandığım profesör bir arkadaşım da, romancı olmak isterdim diyor; anlaşamıyoruz. Olduğundan başka türlü olmak isteyenlerin ülkesinde yaşıyoruz herhalde. Bu durumun da içinden çıkacağımıza güveniyorum. Bu konuda şöyle düşünüyorum ("Tutunamayanlar", sayfa 213-214)

Kaç yıl sonra başlayacağını henüz bilim adamlarımızın kesinlikle tespit edemediği Tunç devri, halkımız için bir altın devri olacaktır. Herkes istediği mesleği seçecektir. Ressam olmak isteyenler reklamcı, yazar olmak isteyenler mühendis, mimar olmak isteyenler iktisatçı, meyhaneci olmak isteyenler hukukçu, hukukçu olmak isteyenler tezgahtar, adam olmak isteyenler uşak ve dilediği gibi yaşamak isteyenler rezil olmayacaklardır.

Mühendis olduğuma da seviniyorum ayrıca. Başka meslek seçemezdim herhalde.

  • Oğuz Atay Teknik Güç 1 Ekim 1972.JPG
  • Oğuz Atay Topoğrafya.jpg



TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası