Hayatın Her Alanında Ayrımcılığa Karşı Durmaya Devam Edeceğiz
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Kadın İnşaat Mühendisleri Komisyonu 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle bir açıklama yayınladı
Eklenme Tarihi: 25/11/2024
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Kadın İnşaat Mühendisleri Komisyonunun, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle yaptığı açıklama.
Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri, ülkemizin en acil çözüm bekleyen toplumsal sorunlarından biri olarak karşımızda durmaktadır. 2024 yılının ilk 10 ayında 297 kadın öldürülmüş ve 110 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetmiştir. Son günlerde gündeme gelen olaylar arasında, İstanbul’da 19 yaşındaki İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’in vahşice öldürülmeleri ve Van’da 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümü yer almaktadır. Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran’ın vahşi bir şekilde öldürülmesi, bu şiddetin yalnızca kadınları değil, kız çocuklarını da hedef aldığını göstermektedir.
Kadına yönelik şiddet, sadece fiziksel değil, aynı zamanda ekonomik, psikolojik ve sosyal boyutlarıyla bir insanlık suçu olmaya devam ediyor. Kadınlar, sadece eşit haklar talep etmekle kalmıyor, aynı zamanda temel bir insan hakkı olan yaşam haklarını koruma ve hayatta kalma mücadelesi veriyorlar. Biz kadın inşaat mühendisleri de işyerlerimizde ve toplumun her alanında bu hak mücadelesini sürdürüyor, karşılaştığımız zorluklara rağmen var olmaya devam ediyoruz.
Kadın meslektaşlarımız yalnızca fiziksel zorluklarla değil, işyerlerinde karşılaştıkları ayrımcılık, mobbing ve eşitsizlikle de mücadele etmek zorunda kalmaktadır. Aynı işi yapan erkek meslektaşlarımızla eşit ücret alamamak, karar alma mekanizmalarından dışlanmak ve mobbing gibi şiddet unsurları ile de sıkça karşılaşmaktayız.
Kadınların ekonomik olarak güçlenmesinin, toplumsal eşitlik mücadelesinin en önemli adımlarından biri olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle kadınların iş gücüne katılımını artırmak için eşitlikçi istihdam politikalarının hayata geçirilmesi zorunludur. Kadınların mesleki hayatına yönelik engellerin kaldırılması, özellikle teknik alanlarda daha fazla istihdam olanakları yaratılması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinde kritik bir role sahiptir.
Kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin giderek arttığı, kadınların yaşam haklarını koruma mücadelesi verdiği bu karanlık tablo siyasi tercihlerden bağımsız değildir. İstanbul Sözleşmesi’nin feshi gibi kararlar, kadınların güvenliğini ve haklarını doğrudan tehdit etmekte, şiddeti körükleyen bir zemini güçlendirmektedir.
Bu karar, şiddeti önlemek yerine körükleyen bir siyasi anlayışın ürünüdür ve kadın cinayetlerini önlemek için gerekli adımları atmayanların da bu suçlarda payı olduğunu açıkça göstermektedir. Kadın cinayetlerinin faillerinin "iyi hal indirimi" gibi gerekçelerle cezalandırılmaması, adalet mekanizmalarına olan güveni de zedelemektedir.
Biz kadın inşaat mühendisleri, toplumda şiddetin normalleştirilmesine, işyerlerinde ve hayatın her alanında ayrımcılığa karşı durmaya devam edeceğiz. Kadınların, yaşam haklarını korumak ve eşit bir toplumsal düzeni inşa etmek için verdikleri mücadelede yalnız olmadığını hatırlatıyoruz. Yaşam hakkı kutsaldır ve korunması, siyasi hesaplarla pazarlık konusu edilemez.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde, dayanışma çağrımızı bir kez daha yineliyoruz. Kadınların yaşam haklarının güvence altına alındığı, ayrımcılık ve şiddetten uzak, eşitlikçi bir toplum yaratmak için mücadelemizi sürdüreceğiz. Daha güçlü bir toplum, kadınların eşit ve onurlu bir şekilde çalışma yaşamında yer almasıyla mümkün olacaktır.
İstanbul Sözleşmesi Yaşatır !
Yaşasın Kadın Dayanışması !
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Kadın İnşaat Mühendisleri Komisyonu