3. YAPI DENETİMİ SEMPOZYUMU TAMAMLANDI

İnşaat Mühendisleri Odası adına yürütücülüğünü İMO Diyarbakır ve Ankara Şubelerinin yaptığı 3. Yapı Denetimi Sempozyumu 5-6 Ekim 2013 tarihlerinde Diyarbakır?da gerçekleştirildi. Bir panel, dört oturum ve bir forumun gerçekleştirildiği sempozyumda, dördü çağrılı olmak üzere 19 bildiri sunumu yapıldı.

Eklenme Tarihi: 13/11/2013

 

3. YAPI DENETİMİ SEMPOZYUMU

 

İnşaat Mühendisleri Odası adına yürütücülüğünü İMO Diyarbakır ve Ankara Şubelerinin yaptığı 3. Yapı Denetimi Sempozyumu 5-6 Ekim 2013 tarihlerinde Diyarbakır`da gerçekleştirildi. Bir panel, dört oturum ve bir forumun gerçekleştirildiği sempozyumda, dördü çağrılı olmak üzere 19 bildiri sunumu yapıldı.

Sempozyumda yapı denetimi sisteminde yaşanan sorunların ancak tarafların bir araya gelip ortak çözümler üretmesiyle aşılabileceği belirtildi.

Sempozyuma, İMO Yönetim Kurulu Üyeleri, İMO Şube Başkanları ve Yönetim Kurulu Üyeleri, BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürü Kasım Kayıhan, Yenişehir Belediye Başkanı Selim Kurbanoğlu, Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Mustafa Temel ile çok sayıda akademisyen, bilim insanı ve inşaat mühendisi katıldı. Sempozyum açılış konuşmalarıyla başladı.

İMO Diyarbakır Şube Başkanı Turan Kapan, yıllarca eğri cetvelle doğru çizginin çizilmeye çalışıldığını belirtirken, İMO Ankara Şube Başkanı Selim Tulumtaş, yapı denetimin asli unsurları mühendis ve mimarlardır dedi. İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç ise, bütün dünyada olduğu gibi yapı denetiminin bir kamu hizmeti olduğunu söyledi. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ise, yapı denetimlerinin tamamının TMMOB`a bağlanması gerektiğini vurguladı.

Ülkede ancak depremlerin ardından yaşanan can ve mal kayıplarından sonra Yapı denetiminin önemsendiğine dikkat çeken Turan Kapan, "Can ve mal kaybına yol açan bu acı tablo; yıllarca yerelden merkezi hükümete, merkezi hükümetten yerele kadar yapı denetim sürecinde etkili ve yetkili olan kurumların üzerlerine düşen sorumluluğu, bizce kamu hizmetini yerine getirmemesi nedeniyle ortaya çıkmaktadır" dedi. 

Yıllarca eğri cetvelle doğru çizginin çizilmeye çalışıldığını kaydeden Kapan, "Ancak eğri cetvelle doğru çizgi çizmek mümkün değildir. Eksik yapı denetim sistemiyle sağlıklı ve güvenli yapılar üretmek elbette mümkün değil; bunun hepimiz farkındayız. Ama böyle diyerek de tüm sorumluluğu üzerimizden atmamız da yanlıştır. Hepimiz topluma karşı, mesleğimize karşı görevlerimizi elbirliğiyle yerine getirirsek; depremin değil mühendislik hizmeti almamış, denetimi yapılmamış yapıların öldürdüğünü bilince çıkarıp ona göre yerelde hizmet yürütülmesini sağlarsak, acı tablonun oluşmasını engelleyebiliriz" diye konuştu.

İMO Ankara Şube Başkanı Selim Tulumtaş, yapı denetim sistemini oluşturan asli unsurların mühendis ve mimarlar olduğundan hiç şüphelerinin olmadığını ancak buna karşılık TMMOB ve bağlı odaların yetkilerinin daraltılmasının sağlıklı bir yapı denetimi sisteminin kurulması çalışmalarıyla çeliştiğini ifade etti. Yetkileri daraltma girişimini sistem bütünlüğünü anlayamama olarak yorumladıklarını kaydeden Tulumtaş "Mevcut ve oluşabilecek her tür olumsuz koşula karşın ülkemiz için iyiden ve güzelden yana çalışma irade ve kararlılığımızın devam ettiğini ve edeceğini belirtmek isterim. Bugün bu irade ve kararlılığımızı sadece bu salonda dillendirmiyoruz. Web sitemiz üzerinden yaptığımız canlı yayınımızla ülkemizin her noktasındayız. Sempozyumumuzun dün olduğu gibi bugünde ülkemiz için iyiden ve güzelden yana olan tavrımızın nişanesi olacağına inanıyorum" dedi.

İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, konuşmasına Diyarbakır ve Ankara şube yönetim kurulu üyelerine teşekkür ederek başladı. Yapı Denetimi Sempozyumu`nun üçüncüsünü düzenlediklerini belirten Yüzgeç, yapı denetimi sorununun on yıllardır odalarının ilgi alanında olduğunu hatırlattı. Bilimin ışığı ve bilim insanlarının öncülüğünün İnşaat Mühendisleri Odası`nın rehberi olduğuna işaret eden Yüzgeç, 1975 yılında Lice`de meydana gelen deprem ile Hicret apartmanının her hangi bir yer sarsıntısı olmadan yıkılmasının yapı denetiminin önemini kendiliğinden ortaya çıkardığını vurguladı. Yüzgeç, "Yapı denetimi üzerinde hassasiyetle durmak, bir kez daha Lice, bir kez daha Hicret apartmanı faciası yaşanmaması için elzemdir; ertelenemez, göz ardı edilemez toplumsal ve insani bir sorumluluktur. İMO kuruluşundan bu yana yapı denetim tartışmalarının asli unsuru olmuş, konunun taşıdığı önemin yitirilmemesi için yoğun çaba harcamış, yapı üretim sürecinin tüm aşamalarının kesintisiz ve etkin olarak denetlenmesi gerektiğini ısrarla savunmuştur" dedi.

Ülkenin asli sorunları arasında kaçak ve sağlıksız yapılaşma ve çarpık kentleşmenin doğurduğu sonuçların yer aldığını ifade eden Yüzgeç, bütün dünyada olduğu gibi yapı denetiminin bir kamu hizmeti olduğunu söyledi. Yüzgeç, "Bu kamu hizmetinin illa bir kamu kuruluşu veya kamu görevlileri aracılığı ile yapılması gerekmeyebilir. Fakat bu hizmet asla ve asla piyasa dengelerine, vahşi rekabetçi serbest piyasa koşullarına terk edilemez. Bizdeki yapı denetimi sisteminin temel sorunu budur. Bakanlık tarafından hazırlanan Yapı Denetimi Kanunu`na yönelik değişiklik taslakları bu sorunu gidermekten ziyade derinleştirmeye sebep olacaktır" diye konuştu.

Çevre ve şehircilik Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürü Kasım Kayıhan da, toplumun gelişmişlik düzeyinin kentleşme olduğunu belirterek, bakanlık olarak amaçlarının şehirlerinin yaşam kalitesini yükseltmek olduğunu söyledi. Kayıhan, "Türkiye hızlı kentleşmektedir. Kentleşme oluşumunda hava kirliliği ve çarpık kentleşme gibi sorunlar ortaya çıkmaktadır. İnşaat sektörünü denetim altına alma amacımız 1999`daki depremlerdir" şeklinde konuştu.

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Diyarbakır`da yapı denetimi veya yapı güvenliği açısından müdahaleyi, değişim ve dönüşümü zorunlu kılan en az 14 mahallenin bulunduğunu kaydetti. Yapı denetiminin TMMOB`a bağlanmasını isteyen Baydemir, konuşmasına şöyle devam etti: "Yapı denetiminde müteahhit firma ilgili denetim firmasının patronudur. Çalışanın patronu denetlediği bir sistemi henüz görmedim. Dolayısıyla bu sistemin arzulanan anlamda etkin bir sonuç doğurmasını beklemek eşyanın tabiatına ve kapitalizmin ruhuna da aykırıdır. Yapı denetimi sistemi kentin ve ülkenin geleceği açısından tartışmaya açılmalıdır. Bana göre yapı denetimlerinin tamamı TMMOB`a bağlanmalıdır.  TMMOB kamu adına denetimi yapmalıdır. O işlem ilgili yasayla, birim fiyatla belirlenmeli, kaynağın tamamı TMMOB`nin havuzunda toplanmalıdır. Buradan ilgili denetim firmalarına aktarılmalı.  Şüphesiz bu denetim firmalarını da denetleyen bir mekanizmaya ihtiyaç var. Zira denetimsiz bir ticari aktivite aşamasında olmadığımız kanaatindeyim. Henüz o erdemli noktaya gelmediğimiz kanaatindeyim. Son olarak dirençli yapılardan söz etmek için Marmara, Van, Lice depremini unutmamak gerekiyor."

Sempozyum açılışında İnşaat Mühendisi BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan da bir konuşma yaptı.

İki gün süren,  bir panel, dört oturum ve bir forum şeklinde gerçekleştirilen sempozyumun panel ve forum bölümünde yapı denetimi sisteminde yaşanan sorunlar tartışıldı ve çözüm önerileri ortaya konuldu.

Sempozyum oturumlarında ise, "Çelik yapılarda kalite kontrol ve denetim (çağrılı bildiri)", "Davranış düzensizliğinin Van depremindeki yansımaları ve güçlendirmede yapı davranışının düzeltilmesi", "Yapı denetim sürecine yönelik sistematik yaklaşım önerileri", "Bakanlık-belediye-müteahhit üçgeninde yapı denetim sorunsalı", "Yapı laboratuar uygulamaları (çağrılı bildiri", "Yapı denetim kanununda meslek etiği ihlalleri", "Yapı denetim kuruluşlarının işçi sağlığı ve iş güvenliği aşısından sorumlulukları", "Türkiye`de yapı denetimin denetimi", "Normal ve lifli beton karışımlarının performansa dayalı tasarımı (çağrılı bildiri)", "Yapı denetim kuruluşlarının istihdama katkısı", "Prefabrike betonarme yapılarda denetim ve TSEK 118 yaklaşımının değerlendirilmesi", "Yapı denetiminde betonun yeri", "Beton kalitesinin yapı denetimi kapsamında denetlenmesi", "Kentsel dönüşüm kapsamında binaların bölgesel risk dağılımının belirlenmesi: Pera yöntemi (çağrılı bildiri)", "Kentsel dönüşüm sürecinde riskli yapı stoğunun yenilenmesi ve yapı denetimin bu süreçteki önemi: Aksaray örneği", "Ankara`da kentsel dönüşüm uygulamaları", "Kamuya ait taşınmazlarda; tarihi yapıların restorasyonu ve yeni yapı uygulamalarında yapı denetim sistemi üzerine bir değerlendirme", "Yapı denetim kuruluşlarının çalışmalarının istatiksel değerlendirilmesi" konularında sunumlar gerçekleştirildi.

Sempozyumdaki forumun modaratörlüğünü İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç yaparken, İMO Diyarbakır Şube Başkanı Turan Kapan, İMO İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, İMO Ankara Şube Başkanı Selim Tulumtaş, Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Karaesmen, Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Baki Öztürk ve Dicle Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İdris Bedirhanoğlu ise foruma konuşmacı olarak katıldı.

Forumda konuşan İMO Ankara Şube Başkanı Selim Tulumtaş, denetimin yönetimin bir işlevi olduğunu belirterek, yapı denetiminin tek boyutlu olarak düşünülemeyeceğini ifade etti. Yapı denetiminin hukuksal, sosyal, toplumsal, ekonomik olmak üzere birçok boyutu içerdiğini vurgulayan Tulumtaş, İMO olarak bu bakış açısıyla bu sempozyumu düzenlediklerini ve sempozyumun yapı denetim sisteminin tüm boyutlarıyla tartışılabileceği bir platform haline dönüştüğünü söyledi. Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İdris Bedirhanoğlu ise, Diyarbakır`da kötü bir yapılaşma olduğunu belirterek, "Malzeme kalitesi denetimi çok yetersiz. Bildiğiniz gibi yapı denetimi yasası ne için çıktı, 1999 depreminden sonra binlerce insan yaşamını yitirdi ve bundan sonra yapı denetimi ortaya çıktı. Bizim yoğunluğumuzu binanın sağlamlığına ayırmamız gerekiyor" dedi.

İMO İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, Bu ülkede mühendisliğin olmadığına dikkat çekti. Gökçe, "Denetim konusu bir ülkeyi planlama, şehri planlamadır. Siz kent planlamalarını doğru yapmazsanız, yapı denetiminizi de yapamazsınız. Eğer bir ülkenin yöneticiler helikoptere binerek hangi yapının nereye yapılacağına karar veriyorsa, o ülkede sağlıklı bir mühendislikten, sağlıklı bir denetimden bahsedemezsiniz. Çünkü dünyada gelişmiş ülkelerde idareciler, kent yöneticileri, meslek insanların arkasından giderler, mühendislerin arkasından giderler. Mühendisler kent yöneticilerinin arkasından gitmezler. Çünkü onlar bilgedir ve bilirler" diye konuştu. Bu ülkede yapılarla ilgili her şeyin müteahhitlerin elinde olduğunu ifade eden Gökçe, Diyarbakır`da ya da diğer ülkelerde estetikten ya da ekonomiden bahsetmenin olanaksız olduğunu belirtti.

Hacettepe Üniversitesi Öğrenim Görevlisi Baki Öztürk de, çözüm noktasında daha dikkatli olunması gerektiğini belirtti.

İMO Diyarbakır Şube Başkanı Turan Kapan ise Diyarbakır şube olarak yaptıkları çalışmaları, yetkili kurumlarla paylaştıklarını ve ardından 2000`den sonra elle betonun yasaklandığını kaydetti. Kentte belediyelerin meslek odalarını önemsediğini ifade eden Kapan, 2011`de yapı denetim sisteminin başlamasıyla birlikte geçmişteki sistemi arar bir noktaya geldiklerini söyledi. Yapı denetim sisteminin işlemediğinin bu iki günde yapılan tartışmalarda da ortaya konulduğunu belirten Kapan, inşaat mühendisleri olarak artık depremlerle anılmak istemediklerini kaydetti. Kapan, tarafların bir araya gelmesi ve doğru kararlar almasıyla yapı denetim sistemindeki sorunların da çözüleceğini düşündüğünü söyledi.

ODTÜ Öğrenim Görevlisi Dr. Erhan Karaesmen de, sempozyumun amacına ulaştığını belirtti. Meslek odalarının ve İnşaat Mühendisleri Odası`nın önemine dikkat çeken Karaesmen "İnşaat Mühendisleri Odası bu toplumda aklı kullanmaya en yatkın camiadır. İMO Türkiye de toplumsal bir ihtiyacın sonucu oluşmuştur.  Birkaç ülkeyi gezdim ama Türkiye`deki teknik meslek odalarının bir benzerinin dünyanın başka yerlerinde olduğunu hiç sanmıyorum. Bu ülkede Teknik meslek odaları bir ihtiyacı karşılıyorlar, bazı gerçeklerin yanından geçiyorlar, politik düşünceyi işin eksenine oturtuyorlar. 50 yıllık geçmişi olan teknik meslek odaları toplumunun ihtiyaçlarını yansıtmaktadırlar" diye konuştu.  Karaesmen yapı denetiminin ise bir uygarlık meselesi olduğuna dikkat çekti.

Konuşmaların ardından katılımcılar ve dinleyiciler de görüş ve önerilerini açıkladı.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürü Kasım Kayıhan, iki günlük sempozyumdaki konuşmalarda aldıkları notları Bakanlık yetkilileriyle değerlendireceklerini söyledi.

İMO Yönetimi Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç ise, hazırlanan Yapı Denetim Kanunu taslağını yetersiz bulduklarını belirterek, bakanlık yetkilerine kanun taslağını tartışmak ve doğru yöntemleri bulmak için bir araya gelme önerisinde bulundu.

Plaket ve katılım belgesi töreniyle sona eren Sempozyumda İMO Diyarbakır Şube Başkanı Turan Kapan`a, İMO Ankara Şube Başkanı Selim Tulumtaş`a, sempozyum sponsorlarına ve sempozyumu destekleyen kuruluşların yetkililerine, panel ve oturum başkanları ile çağrılı bildiri sunan akademisyenlere plaket; panelde konuşanlar ile oturumlarda sunum yapanlara da "Katılım belgesi" verildi.

İMO Ankara Şube Başkanı Selim Tulumtaş`ın Yapı Denetim Sempozyumu`nda yaptığı konuşmanın tam metni:

Değerli Katılımcılar,

Değerli Meslektaşlarım,

Mühendislik alanı, odamız, birliğimiz ve ülkemiz açısından önemi yadsınamaz bir konu ile ilgili olarak İnşaat Mühendisleri Odamızca düzenlenen ve yürütücülüğünü Ankara ve Diyarbakır şubelerimizin yaptığı Yapı Denetim Sempozyumunda birlikte olmanın mutluluğunu ve gururunu sizlerle paylaşıyor, İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu ve şahsım adına sizleri saygı ve sevgi ile selamlıyorum.

Değerli meslektaşlarım,

Yapı Denetim Sistemini oluşturan asli unsurun mühendisler ve mimarlar olduğuna ilişkin hiçbirimizin aklında bir tereddüt yoktur. Ancak bu gerçek açık bir biçimde ortada iken bu konuda ülkemizde yaşanan bazı gelişmeleri anlamlandırmak bizler açısından mümkün olmamaktadır.

Bir buçuk yıl önce bir yapı denetim panelinde söylediklerimi burada tekrarlamaktan ne kadar rahatsızlık duysam da, tekrarlamanın gerekliliğine inanıyorum.

 

Sistem bütünlüğü ile bakıldığında yapı üretim süreçlerinin tümü içerisinde hem alanın uzmanlık birikimi hem de örgütlülüğü ile asli bir unsur olarak değerlendirilmesi gereken ve bugüne kadar alanında bu işlevlerini başarı ile gerçekleştirmiş olan birliğimiz, Türk Mühendis ve Mimar Odaları birliği ve bağlı odalarımızın işlevsizleştirilmesi, itibarsızlaştırılması ve yetkilerinin azaltılması yönünde yapılan çalışmalar ile sağlıklı bir yapı denetim sisteminin kurulmasının gerekliliği üzerinden yürütülen çalışmalar birbiriyle çelişmektedir.

Bu durumu en iyi niyetli tahlilimizle sistem bütünlüğünü anlayamama olarak değerlendiriyoruz. Bununla birlikte mevcut ve oluşabilecek her tür olumsuz koşula karşın ülkemiz için iyiden ve güzelden yana çalışma irade ve kararlılığımızın devam ettiğini ve edeceğini belirtmek isterim.

Değerli meslektaşlarım,

Bugün bu irade ve kararlılığımızı sadece bu salonda dillendirmiyoruz. Web sitemiz üzerinden yaptığımız canlı yayınımızla ülkemizin her noktasındayız. Bunu sağlayan başta Yönetim Kurulu başkanımız Sayın Taner Yüzgeç olmak üzere Merkez Yönetim Kurulumuza şükranlarımızı sunuyorum. Bu projenin gerçekleştirilmesi ve ilerletilmesi yönünde hepimize görevler düştüğüne inanıyorum.

Sempozyumumuzun dün olduğu gibi bugünde ülkemiz için iyiden ve güzelden yana olan tavrımızın nişanesi olacağına olan inancımla başta düzenleme kurulumuz olmak üzere, bilim ve danışma kurullarımıza, düşüncelerini sunu ve bildiri olarak bizlerle paylaşan hocalarımıza ve meslektaşlarımıza, bu ruhu bizimle yaşayan ve emeklerini gönüllülük ötesi bir özveri ile yürüten çalışanlarımıza huzurlarınızda teşekkür ediyor ve tekrar sizleri saygı ile selamlıyorum.

 

 



TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası