3. Köprü, Kanal İstanbul, Ankara kapıları, Topçu Kışlası vb. gibi birçok; bilim ve teknikten, plan ve denetimden uzak, ‘fantastik’ ve kamu yararıyla bağdaşması mümkün olmayan projelerin uygulayıcıları, şimdi de gözünü doğal ve kültürel miraslarımız olan Milli Parklarımıza dikmiş durumda.

Eklenme Tarihi: 22/12/2020

Milli Parklarımız Halkımızın Ortak Mirasıdır Milli Parklar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik` adlı yeni hüküm, Milli Parklar Yönetmeliği`nin 5. maddesine yeni bir bölüm ekliyor. Eklenen bölümle birlikte;"İçme suyu temini açısından yapımı aciliyet gösteren ve kamu yararı açısından vazgeçilmez ve kesin bir zorunluluk arz eden tesisler için uzun devreli gelişme planı şartı aranmaz. İlgili kurumların görüşleri alındıktan sonra yapılan bu tesisler uzun devreli gelişme planlarına işlenir" maddesi Milli Parklar Yönetmeliği`ne 18 Mart 2014 tarihinde resmi gazetede yayınlanan bildirimle dâhil edilmiştir.

Tam bir muğlâklık ve anlam kargaşası içeren yeni düzenleme Milli Parkların; nükleer santrallerden Hes'lere, toplu konutlardan otoparklara kadar birçok projenin imarına açılarak kamu yararı imajıyla talan edilmesinin önünü açmaktadır. Düzenlemeyle birlikte ülkenin akciğerleri anlamına gelen ormanlar ve milli parklar; korunmak ve çoğaltılmak yerine plansız denetimsiz keyfi uygulamaların boy hedefi haline getiriliyor.

3. Köprü, Kanal İstanbul, Ankara kapıları, Topçu Kışlası vb. gibi birçok; bilim ve teknikten, plan ve denetimden uzak, ‘fantastik` ve kamu yararıyla bağdaşması mümkün olmayan projelerin uygulayıcıları, şimdi de gözünü doğal ve kültürel miraslarımız olan Milli Parklarımıza dikmiş durumda.

Bu talan ve vurgun politikalarına yabancı değiliz. Gezi Parkından, Fırtına Deresinden, Hevsel Bağlarından, Munzur Vadisinden tanıyoruz. Halkımızın doğasına, emeğine, eğitimine, sağlığına rant aracı olarak bakan anlayışı teşhir etmeye devam etmekten vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha hatırlatıyoruz.    

İMO ANKARA ŞUBESİ

YÖNETİM KURULU