BİRLİĞİMİZİN VE ODA MERKEZİMİZİN DAĞLICA VE IĞDIR SALDIRILARI İLE İLGİLİ AÇIKLAMALARI
Birliğimiz ve Oda Merkezimiz 7 Eylül 2015 tarihinde Dağlıca ve Iğdır saldırıları ile ilgili açıklama yaptı.
Eklenme Tarihi: 14/10/2015
DAĞLICA SALDIRISINI KINIYORUZ, SAVAŞI, ŞİDDETİ VE ÖLÜMLERİ DURDURUN! ARTIK YETER!
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, 6 Eylül Dağlıca saldırısı üzerine 7 Eylül 2015 tarihinde bir basın açıklaması yaptı:
Ülkemiz, 7 Haziran seçimleri ardından Suruç katliamı ile birlikte sistemli bir şekilde savaş ve kaos ortamına sürüklenmiştir. Saray merkezli süren iktidar oyununun ağır bilançosu ise yoksul halkımıza ödetilmektedir.
Son olarak Dağlıca`da yaşanan saldırı ile yüreklerimiz bir kez daha yanmıştır. TMMOB, PKK tarafından Dağlıca`da gerçekleştirilen saldırıyı şiddetle kınamaktadır. TMMOB, saldırıda hayatını kaybeden kardeşlerimizin acısını yürekten paylaşarak ailelere başsağlığı dilemektedir.
İçerisinden geçtiğimiz süreç nasıl değerlendirilirse değerlendirilsin, yaşanan ölümler söylenen bütün sözleri anlamsız kılmaktadır. Ölümler acilen durdurulmalıdır. PKK koşulsuz olarak silahlı eylemlerine son vermeli, devlet ise operasyonlarını durdurmalıdır.
Dökülen her damla kan ve yaşanan her ölüm yeni ölümlerin kapısını açmaktadır. Savaş ve şiddet ortamını besleyen, büyüten ve ateşe benzin döken her kim olursa olsun Birliğimiz tarafından şiddetle kınanmaktadır.
Ülkemiz, Saray merkezli bir irade ile parlamentonun ve Anayasa`nın askıya alındığı karanlık bir girdabın içerisine sürüklenmektedir. İktidar hırsı ile gözlerini kan bürümüş olanlar, ağızlarından kan damlayarak toplumu savaşa ve ölüme davet etmektedir. Bu ülke ve bu halk; AKP`nin 400 milletvekili ve diktatörlük hevesleri için adanacak kurban değildir.
TMMOB, bir kez daha güçlü bir şekilde söylüyor; şimdi tam da karanlığa karşı aydınlığı; baskıcı, diktatoryal yönetim anlayışına karşı, özgürlük ve demokrasiyi; ırkçı ve milliyetçi anlayışın beslediği linç kültürüne karşı, bir arada kardeşçe yaşamayı; savaşa karşı barışı; sömürüye karşı emeği; adaletsizliğe karşı eşitliği savunma zamanıdır. Şimdi tam da, eşit, özgür, demokratik bir Türkiye‘de bir arada yaşamı savunma, bunun için mücadele etme zamanıdır.
Mehmet Soğancı
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı
BARIŞ VE KARDEŞLİĞİ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ
İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Dağlıca ve Iğdır saldırılarıyla ilgili 7 Eylül 2015 tarihinde açıklama yaptı:
Ülkemiz uzunca bir aradan sonra yeniden savaş iklimini yaşamaya başladı. Üç seneye varan çatışmasızlık durumu, 7 Haziran seçimlerinden kısa bir süre sonra anlaşılmaz bir biçimde sona erdi; müzakere sürecinde duyulan demokrasi sesi yerini silah seslerine bıraktı. Haziran seçimlerinden bu yana aralarında asker ve polislerin de bulunduğu onlarca vatandaşımız hayatını kaybetti. Onlarca gencimiz öldürüldü, yaralandı. Kentlerde sokağa çıkma yasakları ilan edildi. Çatışan gruplar arasında kalan çocuklar, kadınlar kurşunların hedefi oldu.
Hakkari`nin Dağlıca bölgesinde askeri konvoya düzenlenen saldırıda 16 askerimizin öldürülmesi, yüreğimizi yakan ateş oldu. Dağlıca`daki menfur saldırıdan sonra, parti binalarına, işyerlerine, mevsimlik işçilere saldırılması ise geleceğe dönük kaygılarımızı artırdı. Dağlıca`nın acısı henüz çok sıcakken bu kez de Iğdır`da Dilucu Gümrük Kapısında görevli polisleri taşıyan servis aracının saldırıya uğradığı ve 14 polisin hayatını kaybettiği duyuldu. Her gün, hatta her an yeni bir acı haberle karşı karşıya kalıyoruz.
Bu nedenle kaygılıyız. Bu sürecin sonunun nereye varacağını kestiremiyor, 1000 yıldır bir arada yaşayan halklar arasında kitlesel çatışmalara ve kitle katliamlarına sebebiyet verecek kargaşadan kaygı duyuyoruz.
Türkiye`nin neredeyse son 30 yılına damgasını vuran çatışmalardan kaynaklı tarifi imkânsız büyük acılar yaşadığı bilinmektedir. 7 Haziran seçimlerinden sonra yeniden alevlenen çatışma ortamında, 90`lı yıllarda bile görülmeyen olayların yaşanmaya başlaması, etnik kökeni nedeniyle vatandaşlarımızın saldırıya uğraması, evlerinin, iş yerlerinin yakılması, kelimenin tam anlamıyla ülkemizi bir iç savaşa götürecek tehlikeli bir oyun sahnelendiğini göstermektedir.
Şurası açık ki hiçbir "ulvi" gerekçe insan hayatından daha değerli değildir. Savaş kararı alanlar, savaş emri verenler, göreve giden askeri konvoya pusu kuranlar, evinde uyuyan polisleri katledenler, kentleri ablukaya alıp sivil halkı öldürenler, kadın ve hatta çocuklara kıyanlar el birliği ile ülkemizi yaşanılır olmaktan uzaklaştırıyor.
Bir şehit yakınının, "ne oldu da müzakere sürecinden birden savaş sürecine geçildi" sorusunu biz de soruyoruz. 7 Haziran seçim sonuçlarının siyasi iktidar partisini memnun etmemesinin bedelini bu ülkenin gençleri ödemeye mecbur mudur? "400 vekil" isteyenlerin, istediklerini alamamasının acı sonuçlarına bu ülke tanık olmak durumunda mıdır? Savaş üzerinden mevcut durumunu korumak ve pekiştirmek isteyenler amaçlarına gençleri öldürerek mi ulaşacaktır?
Gençlerin ölümü canımızı anlatılmaz biçimde yakıyor. Ancak gençleri kimin ve hangi zihniyetin, hangi karanlık emel sahiplerinin ateşe attığını da çok iyi biliyoruz.
"Artık yeter" diyoruz. Türkiye savaştan çok çekti, yeni bir savaş sürecine tahammülü yok artık bu ülkenin. Hiçbir koşul ileri süremeden ellerin tetikten çekilmesini istiyoruz.
Savaş kararı verenlere, sağda solda bomba patlatanlara, kurşun sıkanlara, çocuklara kıyanlara inat, bizler barışa sahip çıkmaya, barış siyasetini hayata geçirmeye kararlıyız. Aksi durumda bu ülkenin geleceği olmayacağını biliyoruz. Çocuklarımız için, yarınlar için savaş siyasetini reddediyor, silahların bir daha kullanılmamak üzere ortadan kaldırılması gerektiğini dile getiriyoruz.
Dağlıca`daki ve Iğdır`daki saldırılarla yüreğimizin dağlanması, bizlerin barış çağrısında daha da ısrarcı olmamızı zorunlu kılıyor. Zorunluyuz; barış ve kardeşlikte ısrar edeceğiz.
İnşaat Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu