YIKILAN İSTİNAT DUVARLARI MI?
14.06.2016 günü Çankaya Mercan caddesinde inşaat çalışmaları halen devam eden bir kesimde istinat yapısının yıkılması sonucunda yol 8 m’ye kadar çökmüştür. Çok yakın bir tarihte 24.05.2016 da söz konusu alana yaklaşık 500 metre mesafede olan Bağcılar Mahallesi 271. Sokakta da benzer bir göçme olayı yaşanmış, olay sonucunda etkilenen apartmanlar boşaltılmış ve bu apartmanlarda yaşayanlar kaderlerine terk edilmiştir.
Eklenme Tarihi: 07/02/2018
YIKILAN İSTİNAT DUVARLARI MI?
14.06.2016 günü Çankaya Mercan caddesinde inşaat çalışmaları halen devam eden bir kesimde istinat yapısının yıkılması sonucunda yol 8 m`ye kadar çökmüştür. Çok yakın bir tarihte 24.05.2016 da söz konusu alana yaklaşık 500 metre mesafede olan Bağcılar Mahallesi 271. Sokakta da benzer bir göçme olayı yaşanmış, olay sonucunda etkilenen apartmanlar boşaltılmış ve bu apartmanlarda yaşayanlar kaderlerine terk edilmiştir.
Oturdukları evlerde hiçbir şekilde müdahil olamadıkları bir inşaat çalışması nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan insanların yaşadıkları, bu kentte yaşayan tüm insanların da sorunu olarak algılanmalıdır. Her iki olayda da can kaybı yaşanmamış olması gönlümüzü rahatlatsa da, olayların oluş biçimi, olayların meydana geldiği yerlerin yapısı göz önüne alındığında bu olayların, kentimizde halen yürütülmekte olan politikaları ve bu politikaların bir aracı haline getirilmiş olan inşaat çalışmalarında ki bilim ve tekniği hiçe sayan yaklaşımları, denetimsizliği, yer seçiminde dikkat edilmesi gereken hususların rant uğruna göz ardı edilmesinibir kere daha gözler önüne serdiğini görmemiz ve anlamamız gereklidir. Bu durumun kentte yaşayanlar olarak her birimiz için bir tehlike potansiyeli taşıdığı açıktır.
Yaşanan olaylara ilişkin olarak Şubemiz uzmanlarınca yerinde yapılan incelemeler sonucunda teknik alanda elde edilen bulgular aşağıda belirtilmiştir.
Yıkılan İstinat Duvarları, Yıkılmanın Bazı Nedenleri
Ankara`nın yamaçları 1950`li yıllardan başlayarak "gecekondu" inşaat alanı olmuştur. Bu gecekondular çoğunlukla tek katlı ya da arazinin eğimine göre bodrum/zemin kat artı bir kat olarak yapılmışlardır. Genellikle yamaç tarafında yapılan 2-3 metrelik bir kazı aynasından çıkan toprak yamaç aşağısına biriktirilip yapının tabanı oluşturulmuştur.Aşağıda ekte verilen Şekil-1`de gecekondulu yamaçların "kentsel dönüşümü" sonrasında ortaya çıkan durumu görülmektedir.Parselin tümünün kullanılmak istenmesi, komşu parselle arada 5 metre gibi bir aralık bırakılması, yamaçlardaki komşu parseller arasında 10-12 metre hatta daha yüksek yamaç aynaları ortaya çıkarmıştır. Birbirine çok yakın parseller arasındaki bu yüksek aynaların mutlaka teknolojiye uygun tasarlanıp inşa edilmiş istinat duvarları ile tutulması gerekmektedir.
Ankara çevresindeki bu dik yamaçlar grovak, andezit türünden çok da sıkı olmayan yer yer bozulmuş çok çatlaklı kayaçlardan oluşmaktadır. Bu kayaçların çatlaklarından geçen yer altı su kaynaklarına da sık sık rastlanmaktadır. Bu kayaçlar açık havaya çıktıkları zaman hızla bozulmakta ve kesme dayanımları gibi mekanik özellikleri giderek kötüleşmekte ve kendilerini tutamayıp yamaç kaymalarına neden olmaktadırlar.
Bir başka sorun ise bazı yamaçların inşaat molozu ve kazı artıkları döküm yeri olarak kullanılmış olmasıdır. Bu tür sıkışmamış zeminlere yakın yapılan ve iksa edilmemiş kazılar da yüksek aynalar ortaya çıkarmakta ve büyük toprak/yamaç kaymaları olmaktadır. Aynı şekilde yamaç arazilere paralel yapılan yol dolguları da yola sıfır inşaatlar sırasında yapılan kazılarda büyük aynalar çıkarmaktadır.
Yüksek derecede eğimli arazilerde parselleri sonuna kadar kullanma isteği, yüksek yamaç aynaları ortaya çıkarmaktadır.Mevcut komşu yapılar arasına yeni yapılacak birkaç kat bodrumlu yapılarda da komşu yapıların temellerine inşaat sırasında yanal destek sağlanmasını gerektirmektedir.Çevresinde binalar olan bir parselde birkaç bodrum katı olan yeni bir bina yapılmak istenildiği zaman kazı çevresindeki komşu binaların temellerinin korunması, çoğu zaman kazıdan önce arsa çevresine özellikle ankrajlı fore kazıklı istinat perdesi yapılması gerekmektedir.
Bahsedilen bu her iki uygulamanın gerektirdiği bir zorunluluk olan, zemindeki derin aynaların desteklenmesi, sıklıkla gereken teknik ve teknolojik önlemler alınmadan yapılınca pek çok sorunlu durumlar, zararlar ve gecikmelere neden olmaktadır.
Son olarak 24 Mayıs 2016 günü Çankaya 271 nci sokak yamaç tarafında ve 14 Haziran 2016 günü Mercan Caddesinde olan yamaç kaymalarında çöken ankrajlıfore kazık istinat duvarlarının serbest yükseklikleri 22-25 metre gibi birbirine benzemektedir. Her iki noktadaki imalatın aynı firma tarafından yapılmış olması da ilginçtir. Bir Japon atasözü vardır: "Bir şey iki kere olmuşsa artık kural (gelenek) haline gelmiştir."
Mercan Caddesinde ankrajlı fore kazık istinat duvarında sorun daha 2015 yılı Ekim ayında ortaya çıkmıştır. Benzin istasyonu önünde yolda oluşan çatlakların ve ankrajlı kazıklı istinat duvarının yerinde yapılan incelenmesi sonucunda bu tarihte hazırlanan raporda geniş bir alanda yol üstünde görülen çatlakların, derin bir yamaç kaymasının yüzey izini gösterdiği ve ankrajlı fore kazıklı istinat duvarının Mercan Caddesini tutamadığı ve yeniden bir ankrajlı kazıklı istinat duvarı yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Benzin istasyonu sahiplerince defalarca uyarılmalarına rağmen inşaat sahipleri kazı işlemini sürdürüp kazıkların ön tarafındaki zeminde kazıya devam etmişler ve önü tümü ile boşalan ankrajlı fore kazık istinat duvarı arkasındaki yol dolgu toprağının itkisine karşı koyamayarak 14 Haziran günü göçmüştür.
Benzer durumlarla sık sık karşılaşılmaktadır. Belediyeler, bu tür derin kazıları tutmak için gereken istinat duvarlarının arkasındaki zeminlerin mekanik özellikleri ve üst parseldeki yapılaşma koşullarını dikkate alan doğru istinat yapılarının tasarlanmasını(projelendirilmesini) istemeli ve deprojelerin uygulanmasını denetlemelidir. Ayrıcayapı denetim şirketleri de istinat duvarı imalatlarının denetimindeyüksek bir titizlik göstermelidir.
Günümüzde ankrajlı fore kazıklı istinat yapıları çok yaygın olarak yapılmaktadır. Sorunları nedeni ile Şubemize bilirkişilik için getirilen pek çok istinat yapısında çok ciddi proje ve imalat hataları bulunmuştur. Bu durum gerek projelendirme ve gerekse imalatıngerekli özen ve dikkat gösterilmeden ve işin bilincinde olmayan ve istinat yapı tasarım ve imalatı konusunda yeterliliği olmayanlarca yapılmaya çalışıldığını göstermektedir.
"Kentsel dönüşüm" adı altında hızlı ve plansız bir şekilde hayata geçirilen projelerin, tasarım ve denetim aşamalarında gerekli mühendislik hizmetlerinden de yoksun bırakılması, bu ve benzeri sorunları sıklıkla ortaya çıkarmaktadır. Yapılması gereken mühendislik hizmetinin gereksiz görülen bir zaman ve para kaybı mekanizması değil, en temel ihtiyaç ve gereklilik olduğu tüm kesimlerce kabul edilmelidir. İlgili belediyelerce bu süreçlerde çok daha hassas davranılması gerektiği bilinmelidir.
Sonuç olarak bu ve buna benzer olaylara neden olan hususların ortadan kaldırılmasının, bu tür olayların önlenmesinin kente ve kentte yaşayanlara bakış açısıyla ilgili olduğunu söylemek mümkündür. Bilim ve tekniği yok sayan, kenti bir rant ve talan alanı olarak gören, günübirlik uygulamalarla kenti bir yap-boz tahtasına çeviren anlayışın kentin sorunlarını da kentte yaşayanların sorunlarını da çözmesi beklenemez. Bununla birlikte bilim ve tekniği halkın ve ülkenin yararına kullanmayı şiar edinmiş inşaat mühendisleri olarak sorumluları tekrar, sorumluluklarına uygun hareket etmeye çağırıyoruz.
Kamuoyuna, ilgililere ve sorumlularına saygıyla duyurulur.
İMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu