ÖNLEMLE OLACAK İŞLER: BU TAŞKIN 500 YILLIK TAŞKIN DEĞİL!
05 Mayıs 2018 tarihinde Mamak ilçesi Boğaziçi Mahallesi’nde meydana gelen taşkın olayı sonucu bazı yurttaşlar yaralanmış, çok sayıda araçta maddi hasar meydana gelmiş, binaların zemin ve bodrum katlarında su baskınları yaşanmıştır. Öncelikle yaralanan yurttaşlara ve tüm mahalle halkına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Taşkın yaşanan cadde, yaklaşık 4 km2’lik drenaj alanına sahip yan dere hattını, kapalı kesitte Hatip çayına bağlayan yağmur suyu kollektör hattının olduğu Neşet Ertaş Caddesidir
Eklenme Tarihi: 07/05/2018
05 Mayıs 2018 tarihinde Mamak ilçesi Boğaziçi Mahallesi`nde meydana gelen taşkın olayı sonucu bazı yurttaşlar yaralanmış, çok sayıda araçta maddi hasar meydana gelmiş, binaların zemin ve bodrum katlarında su baskınları yaşanmıştır. Öncelikle yaralanan yurttaşlara ve tüm mahalle halkına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Taşkın yaşanan cadde, yaklaşık 4 km2`lik drenaj alanına sahip yan dere hattını, kapalı kesitte Hatip çayına bağlayan yağmur suyu kollektör hattının olduğu Neşet Ertaş Caddesidir.
Yaşanan olayın hemen arkasından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna "Bu 500 yılda bir görülebilecek bir afet. Bunun önlemi olamaz. Önlemle falan olacak iş değil. Meteorolojinin tahminleri ötesinde bir yağış, afet oldu. Bu görülmemiş bir afet, 500 yılda bir görülebilecek bir afet. Kelimenin tam anlamıyla felaketi yaşadık." "Böyle bir afet görmedik" şeklinde açıklama yaparak yağan yağışın büyüklüğünden kaynaklı bu tip olayların yaşanabileceğini belirtmiştir.
Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül de "Ciddi bir afet yaşandı. Ankara`nın diğer yerlerinde olmayan bir yağış oldu çok kısa sürede. Buranın alt yapı ile ilgili çok geniş çaplı alt yapı mazgalları yapılmıştı. Ama bu afet dediğim gibi 80`li yıllarda olmuştu. Ondan sonraki çalışmalar yapılmıştı ama çok kısa sürede bu kadar olması bunun alt yapı ile ilgisinin olduğunu düşünmüyorum. Onun tespitine bakılacaktır. Eksik yerler varsa onlar tamamlanır ama alt yapı ile ilgili bir hadise değil" şeklinde beyanat vermiştir. Sayın Akgül de Mustafa Tuna`ya benzer biçimde taşkın olayının tamamiyle yoğun yağışlar sonucu oluşabilecek bir olay olduğunu ifade etmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki taşkın yaşanan Hatip Çayı bölgesi cumhuriyet tarihinin en fazla can kaybına neden olan taşkının yaşandığı bölgedir. 11-12 Eylül 1957 tarihinde kimi kaynakalara göre 169, kimi kaynaklara göre ise 192 kişi yaşamını yitirmiştir. 1961 ve 1963 yıllarındaki su baskınlarında da 5 kişi hayatını kaybetmiştir. Yaşanan bu taşkın olaylarından sonra da Hatip Çayı`na bağlanan yankollar üzerlerine sel kapanları inşa edilerek taşkına karşı önlem alınmıştır. Taşkın yaşanan bölgenin hemen yan vadisinde, yaklaşık 1.5 km uzaklıkta Üreğil Sel Kapanı bulunmaktadır. Dünkü taşkının yaşandığı, yaklaşık 4 km2`lik son derece küçük bir drenaj alanına sahip vadide ise o yıllarda önemli bir risk görülmemiştir. Ancak vadide zamanla yapılaşmanın son derece büyük oranda artması ve alt yapı sisteminin yetersiz kalması, dünkü görüntülerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi olarak kentimizde yaşanan taşkın olayları ile ilgili olarak her sene benzer açıklamaları yapmaktan maalesef üzüntü duyuyoruz. Bir kez daha kısaca özetlemek gerekirse Ankara`da oluşan şiddetli yağışlar hep bu dönemlerde, konveksiyonel (kısa süreli ve sınırlı alanda) formda oluşmaktadır. İstatistiksel veriler incelendiğinde 24 saatte toplam olarak her 5 yılda bir 40 mm, her 10 yılda bir 45 mm, her 25 yılda bir 55 mm, her 500 yılda bir ise 95 mm civarında yağış oluşabileceği bilinen bir durumdur. Yağışların zamansal ekstrem dağılımları incelediğinde de 24 saatlik yağışların yaklaşık %40`ının 15 dakikada oluşabileceği görülmektedir.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü`nün internet sitesinde yayınladığı verilere göre 05.05.2018 – 06.05.2018 tarihleri arasındaki 24 saatlik dilimde Ankara ili sınırları içinde en fazla yağış Haymana Yenice Beldesi meteoroloji istasyonunda 14.6 mm olarak ölçülmüştür. Taşkın olayının yaşandığı bölgeye en yakın olan Bayındır Barajı meteoroloji istasyonunda ise ölçülen toplam yağış 4.9 mm`dir. Bu durum olayın hemen arkasından en yetkili ağızlardan yapılan "afet" açıklamalarının doğruyu yansıtmadığını göstermektedir.
Taşkın olayın hemen ardından bölgede tarafımızca incelemeler yapılmıştır. Bölge halkından alınan bilgiye göre dere hattı yaklaşık 15-20 yıl önce kapalı kesite alınmıştır. Gene bölge halkının söylemlerine göre 2-3 yılda bir belirli oranlarda taşkın olayları yaşanmaktadır. Oldukça dik bir vadi olan bölge yoğun bir şekilde yapılaşmış ve inşaat faaliyetleri halen devam etmektedir. Yağmur sularının toprağa ulaşabileceği fazla bir alan kalmamıştır. Dik yamaçlardan ve inşaat sahalarından gelen sediman malzeme, rögarların tıklanmasına yol açmış ve 1x2 m boyutlarına olan yağmursuyu kollektör hattına, taşkın sularının girişi sağlanamamıştır. Taşkın suları cadde boyunca ilerleyerek park ve seyir halindeki araçları sürüklemiş, dere haline gelen caddede kesit daralmaları yaşanmış ve su seviyesi yükselerek cadde boyunca yer alan dükkanları basmıştır. Garaj girişlerinden bodrum katlara su girerek tamamen su altında bırakmıştır. Su basman kotunun yeterli seviyede olduğu binalarda bir zarar gözlenmemiştir.
Kentimizi yönetmekle görevli yetkilelerin yaptıkları açıklamalarda doğru, net ve güvenilir bilgiler vermesi en doğal beklentilerimiz arasındadır. 2016 yılında Ağustos ayında yaşanan taşkın olayları sonrasında dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek yaşanan olayı yine "afet" olarak nitelendirmiş ve sorumluğu doğaya atmıştır. Dün yaşadığımız taşkın olayının ardından yetkilerin söylemleri, kişiler değişse de söylemlerin/anlayışın aynı kaldığını, bizleri şaşırtmayacak şekilde tekrar göstermiştir. O dönemde de benzer açıklamalar ile olayın bir "afet" olmadığını kamuoyu ile paylaşmıştık. (http://ankara.imo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=17015&tipi=2&sube=3 )
Bıkmadan, sıkılmadan ama üzülerek tekrar tekrar açıklıyor ve yetkililere sesleniyoruz. Suyu emecek yeşil alanların rant projeleriyle talan edilmesi, mevcut alt yapı yetersizlikleri, kenti yap-boz tahtasına çeviren plansızlık, su baskınına neden olmayacak yağışların bile su baskınına yol açmasına neden olmaktadır. Öncelikle günübirlik çıkarlar yerine kentte yaşayanların ihtiyaçlarını göz önüne alan planlama anlayışını hayata geçiriniz, bu doğrultuda hazırlanan planlarla mevcut alt yapı sistemiyle ilgili olarak eksiklikleri gideriniz, bunun yanısıra tüm alt yapı sisteminin bakım, onarım ve iyileştirme çalışmaları için düzenli bir program hazırlayarak uygulayınız. Modern ve yaşanabilir kentlerin birincil göstergesinin, plansız ve programsız bir şekilde yapılan gereksiz yatırımlar değil; ulaşım ve alt yapı gibi temel hizmetlerin sorunsuz bir şekilde yerine getirilip getirilemediği olduğunu unutmayınız.
Kentimizdeki alt yapı sistemlerin ne kadarlık bir yağış karşısında sorunsuz bir şekilde işlevlerini yerine getirebildiğini, son yılllarda Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ve belediyelerce yapılan çalışmalar sonucunda taşkın bakımından risk taşıdığı saptanan bölgelerin nereler olduğunun ve bu bölgelere yönelik neler yapılacağını açıklamasını talep ediyoruz. Bu ve buna benzer taşkın olaylarından "alınacak önlemlerle" korunabileceğini yetkililere tekrar hatırlatıyoruz.
İlgililerine ve kamuoyuna saygı ile duyururuz.
İnşaat Mühendisleri Odası
Ankara Şubesi Yönetim Kurulu