MUSLUKLAR AKSIN, KÂR HIRSI DURSUN!
Yaşama eşdeğer bir varlık ve yaşamın doğurucusu, canlıların yaşamını sürdürmesini sağlayan en önemli unsur, günlük hayatta kullandığımız birçok metanın üretim süreci için de bir ihtiyaç olan su, 25 yıldan bu yana her 22 Mart’ta Dünya Su Günü kapsamında tartışılıp değerlendiriyor. Fakat suya ilişkin bildiklerimiz ve tartışılan konuların ekseni, doğru bilgi ve bakış eksikliğinden kaynaklı, sürekli “bilinçli su kullanımı” üzerinden patinaj halini almış durumda.
Eklenme Tarihi: 30/03/2018
MUSLUKLAR AKSIN, KÂR HIRSI DURSUN!
Yaşama eşdeğer bir varlık ve yaşamın doğurucusu, canlıların yaşamını sürdürmesini sağlayan en önemli unsur, günlük hayatta kullandığımız birçok metanın üretim süreci için de bir ihtiyaç olan su, 25 yıldan bu yana her 22 Mart`ta Dünya Su Günü kapsamında tartışılıp değerlendiriyor. Fakat suya ilişkin bildiklerimiz ve tartışılan konuların ekseni, doğru bilgi ve bakış eksikliğinden kaynaklı, sürekli "bilinçli su kullanımı" üzerinden patinaj halini almış durumda.
Yerkürenin %75`i sularla kaplı olmasına karşın, bunun %2.53`ü tatlı su niteliğinde olup, kullanılabilir suların yaklaşık %70`i de buzul formundadır. Dünyanın toplam su kaynağı yıllık 43,750 km3 olarak öngörülmekte ve bu kaynağın %45`i Amerika, %28`i Asya, %15,5`i Avrupa ve %9`u Afrika`da bulunmaktadır.
Dünyada tatlı suyun %71`i tarım %18 sanayi ve %11 evsel kullanımda kullanılır. Türkiye`nin kullanılabilir su tüketiminin %73`i tarım sektöründe, %11`i sanayide, %16`sı evsel kullanımda geçekleşiyor. Tarım alanında kısmen evsel kullanımlarda ise kullanılan suyun tamamı yeniden kullanılabiliyor. Tabii bu süreçte temel birkaç noktaya değinmek gerekiyor:
Özellikle ağır sanayide kullanılan sular kullanılabilir suya dönüştürülemeyecek kadar kirletilmiş halde doğaya salınıyor. Örneğin Almanya ve Finlandiya`da kullanılabilir suyun %80`i sanayi alanında kullanılıyor. Bu süreç hızla kullanılabilir su oranlarını azaltıyor ve benzer senaryo tarımsal üretime de yönelmiş durumda. Endüstriyel tarım, suyu, tarım ürününü ve tarım alanını sanayileştirirken kullanılabilir su döngüsünü de olumsuz olarak etkilemektedir. Özellikle belirtmek gerekir ki evsel kullanımın su kaynaklarını tükettiği ve bilinçli-tasarruflu su kullanımının doğal su kaynaklarını koruduğu bilgisi asılsızdır, temelsizdir.
Doğada tükenmeyecek döngüye sahip kaynakları tüketilebilir hale getiren tek canlı olma özelliğimizi her geçen gün artırırken, kullanılabilir su kaynaklarının tükenmesini veya kirlenmesini tüm insanlığın ortak suçu olarak görmek yanlış bir algı yaratır. "Sürdürülebilir" politikalarla önlenebileceği düşünülen su kaynaklarının kullanılamaz hale gelişini, doğayı ve pek tabi insanları geri planda bırakan kâr odaklı politikalardan ve sermayenin sonsuz hırsından bahsetmeden açıklayan her tespit eksik ve güdüktür.
Bu toplamda, 22 Mart Dünya Su Günü vesilesiyle bir kez daha hatırlatıyoruz ki; suya ilişkin politika ve uygulamalar; özel ve kâr odaklı mülkiyetten uzak olmalı, üretim, yenilenme ve tüketim süreçleri doğa ve insan odaklı belirlenmeli,
- Küresel kapitalizmin değil halkın çıkarlarına hizmet için kullanılmalı ve
- Evrensel sorumluluklar ölçeğinde uygulanmalıdır.
İMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu