İMO ANKARA ŞUBESİ 24. OLAĞAN GENEL KURULU VE SEÇİMLERİ YAPILDI
İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi 24. Olağan Genel Kurulu, 22 Şubat 2020 Cumartesi günü İnşaat Mühendisleri Odası Kongre ve Kültür Merkezi?nde yapıldı
Eklenme Tarihi: 24/02/2020
İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi 24. Olağan Genel Kurulu, 22 Şubat 2020 Cumartesi günü İnşaat Mühendisleri Odası Kongre ve Kültür Merkezi`nde yapıldı. Seçimler ise 23 Şubat 2020 Pazar günü Mimar Kemal İlköğretim Okulu`nda yapıldı.
İMO Ankara Şubesi 23. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Selim Tulumtaş`ın açtığı Genel Kurul Divan üyelerinin seçilmesiyle başladı. Oy birliği ile Divan Başkanlığına Hayati Karatokuş, Başkan Yardımcılıklarına Mehmet Gökçe ve Buket Çelik, Yazmanlıklara ise Onur Alpağan ve Fatma Gizem Yılmaz seçildi.
Divan seçiminin ardından Genel Kurul Gündemi Divan Başkanı tarafından okunarak Genel Kurul`un onayına sunuldu. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı`nın ardından ilk sözü İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şube Başkanı Selim Tulumtaş aldı. Selim Tulumtaş`ın konuşmasının tam metni şu şekilde;
Divan Kurulumuzun Değerli Başkan ve Üyeleri,
Değerli Meslektaşlarım, Değerli Konuklar,
Genel Kurulumuzun, Oda tarihimizle ve geleneğimizle sahip olduğumuz birikime katkılar sunacağına olan inancımla, Sizleri İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi 23. Dönem Yönetim Kurulumuz adına saygıyla selamlıyor ve Şubemizin 24. Dönem Olağan Genel Kuruluna hepiniz hoş geldiniz diyorum.
Öncelikle bu dönem içerisinde yitirdiğimiz meslektaşlarımızı saygı ile anıyorum. Medet ÖZBEK ve Hilmi YÜNCÜ şahsında, aramızdan ayrılan, Odamızın ülke ve halkın yararı ilke ve amacı doğrultusunda çalışmalarına emek ve gönül vermiş meslektaşlarıma şükranlarımı sunuyor ve anıları önünde saygı ile eğiliyorum.
Değerli Meslektaşlarım;
Genel Kurullarımız, Odamızın varlığının gerekliliğine inananların bu yönde geçmişi değerlendirdikleri, bunun yanı sıra geleceğine ışık tutacak öneri ve görüşlerinin tartışıldığı, bu yönüyle de bir sonraki döneme ışık tutacak geniş bir platformdur. Bunun geliştirilmesi de hepimizin sorumluluğudur.
Dönem içerisindeki çalışmalar rapor olarak sunulacak, değerlendirilecek ve tartışılacak. Bu nedenle, değerlendirme ve tartışmaların zamanından da çalmamak amacıyla, içinde yaşadığımız döneme ilişkin duygu ve düşüncelerimi kısaca sizlerle paylaşmak istiyorum.
Değerli Meslektaşlarım, Değerli Konuklar,
Gün geçmiyor ki değişim ve dönüşüm söylemleri arkasında birçok yeni dayatma ile yüzleşmeyelim.
Dönemimiz boyunca yaptığımız çalışmalarda bu dayatma ve baskılar nedeniyle zaman zaman soluksuz kaldık. Buna rağmen umutla, tüm gücümüz ve inancımızla mücadelemizi sürdürdük ve inanıyorum ki bundan sonraki dönemlerde de sürdüreceğiz.
Bizler, meslek alanımızın içine düşürüldüğü duruma, inşaat mühendisliği eğitiminden başlayarak meslektaşlarımızın yaşadıkları sıkıntılara, işsizliğe, hak gasplarına, mesleğimizin niteliksizleştirilmesine, denetim sisteminin bulunduğu duruma, kayırıcı ihale sistemine, mesleğimizi birebir ilgilendiren imar, ulaşım, altyapı konularında uygulanan rant politikalarıyla kentimizde ve ülkemizde yaşanan sorunlara karşı verdiğimiz mücadelenin aynı zamanda bir "Yaşam Hakki"i mücadelesi olduğuna inanıyoruz.
Kuşkusuz, insanın insan olmasından kaynaklı tüm hakları önemlidir. Bununla birlikte hepsi yaşamla anlamlanır. Bu nedenle insan haklarının temeli "Yaşam Hakkıdır".
Yaşam her şeyin başlangıcıdır. Bundan dolayı insanın doğal olarak sahip olduğu ilk hakkın yaşam hakkı olduğu kabul edilir. Dolayısıyla varlığa ilişkin her şeyin temelini oluşturan yaşamın korunması ve buna yönelen tehlikelerin ortadan kaldırılması birinci önceliktir ve ilk yazılı anayasa kabul edilen Magna Carta`dan bu yana yasal düzenleme konusu olmuştur. .
Yaşam hakkı, insan haklarının tarihsel süreci içerisinde evrilmesinde ve devletin demokratik hukuk devleti niteliğinin ortaya konulmasında ölçüt olarak ele alınabilecek niteliktedir.
Yaşam hakkının var olabilmesi ancak ve ancak özgürlükle mümkündür.
Maalesef ki yasalarda özgürlük kelimesinin çokça geçiyor olması var olduğu anlamına gelmez. Özgürlükten söz edebilmek için, öncelikle eşitliğin sağlanması gerekir. Yoksulluğun ve yoksunluğun derinleştiği toplumlarda eşitlikten söz edilemez.
Bu da "Yaşam Hakkı"ndan da söz edilemeyeceği anlamına gelir.
"Yaşam Hakkı" sağlanamadığında;
Aldananlarca tarihine ihanet edilen kentlerin çocukları, binalarının kolonlarından, midye kabukları toplamaya başlar.
Kentsel dönüşüm masallarının sonu gelmez.
Bir türlü dönüşümü tamamlanamayan şehrin sokaklarında açlık ve çaresizlikle insanlar, kendilerinin ve çocuklarının kursağına girecek bir lokma bulamadıkları için hayatlarına son verirler.
Sonra bir gün yaşamlar sallanıverir. Tartışmalar günlerce sürer. Rakamlardır artık günlerce tartışılan. Aslında çöken insanlıktır. Sesini duyan kalmamıştır bu enkazın altında.
Okullar yetersiz kaldığından, eğitimin sokaklarda işportaya düşüşü olağanlaşır.
Eğitimin birleştirilmesinden intikam alınırcasına apartmandan bozma binalarda, kim bilir kimlerin insafına terk edilmiştir eğitim...
Ve gün gelir okullar iflas eder! Veliler yeni okul sahiplerini gözler okulların bahçelerinde, arkası yarın edasında aylarca onları izler bütün ülke içleri acıyarak.
Yaşam hakkı olmadığında kadınlar toplanır yol kenarlarından, çoğu kez gönül verdikleri için bir sevdaya...
Yunus`un, Nazım`ın ardından bu coğrafyaya gelenler, sevgiyi tabancasının namlusundan çıkan kör kurşunla anlatır hale gelir.
İşçiler toplanır asansör boşluklarından,
Karanlık galerilerin derinliklerinden bedenler fışkırır,
Kömürün karasını onların yazısı sayar ülkenin muktedirleri...
Çığla gelen beyaz öfke, kara toprakta teselli bulur.
Fabrika bacalarından zehir solur, açlıkla ölüm arasında tercihe zorlanan babaların bebeleri.
Esaret altındadır dereler, katline ferman yazılmıştır ormanların.
Yorgun pistlerde, daha az yakıt peşinde kaybolur insanlar, arkalarında gözyaşı dolu öyküler bırakarak...
Öfkelidir insanlar, canları bile birlikte acıyamaz, nefes alamaz olur insanlık.
Değerli Meslektaşlarım;
Bu noktada, bu gün bu salondan, gelecek günlerden korkmanın artık sonunun geldiğini, tüm baskılara ve dayatmalara karşın umudumuzu söndüremediklerini ve söndüremeyeceklerini haykırmak istiyorum.
Bu umut ve anlayışla, dönemimiz boyunca sürdürdüğümüz çalışmalarımızda bizlerle birlikte olan, katkı ve emeklerini koyan, görüş ve önerileriyle çalışmalarımıza yön veren herkese huzurlarınızda teşekkür ediyor, Genel Kurulumuzun önümüzdeki yıllara ışık tutacağına ve umutlarımızı besleyeceğine olan inancımla sizleri tekrar sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Tulumtaş`ın konuşmasının ardından ODTÜ Mezunlar Derneği Başkanı Mustafa Çobanoğlu ve İTÜ Mezunlar Derneği Başkanı Serap Çatalpınar söz aldı.
Genel Kurul`a gelemeyen Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ecevit Ablak, İMO Adana Şubesi Başkanı Zekeriya Turanbayburt, İMO Manisa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Nazım Obus, İMO Sakarya Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Gürpınar`ın iyi dileklerini ileten telgrafları okundu.
Telgrafların okunmasının ardından İMO Ankara Şube Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Özgür Topçu tarafından İMO Ankara Şubesi 23. Dönem Çalışma Raporu sunuldu.
Çalışma Raporu ile ilgili değerlendirmeler bölümünde Nazmi Şahin, Selçuk Uluata, Köksal Şahin, Mehmet Peker, Taner Yüzgeç, Bülent Tatlı, Gülsüm Sönmez, Mahir Kaygusuz, Taylan Ulaş Evcimen söz aldılar. 23. Dönem Yönetim Kurulu adına Yönetim Kurulu Başkanı Selim Tulumtaş`ın gelen öneri ve eleştirilere ilişkin yaptığı açıklamaların ardından Genel Kurul son buldu.
Seçimleri Çağdaş İnşaat Mühendisleri Kazandı
Seçimlere Çağdaş İnşaat Mühendisler Grubu ve Başkent Mühendisler Grubu katıldı. İnşaat Mühendislerine yakışır demokratik bir ortamda yapılan seçimlerde resmi olmayan sonuçlara Çağdaş İnşaat Mühendisleri Grubu 2860, Başkent Mühendisler Grubu ise 1317 oy almış ve seçimi Çağdaş İnşaat Mühendisleri Grubu kazanmıştır.
Asıl ve Yedek Yönetim Kurulu Üyeleri
Asıl Yedek
Selçuk Uluata Cansu Gizem Doğan
Bülent Tatlı Orhan Şenol
Özgür Topçu Güral Güven
Okan Çağrı Bozkurt Anıl Şahin
Başak Budak Atakan Yasin Atan
Özer Akkuş Saim Kaymak
Ezgi Çimen Haydar Topuz