YAŞASIN 1 MAYIS, YAŞASIN DAYANIŞMA!

İMO Ankara Şubesi emeğin bayramı 1 Mayıs gündemiyle ilgili `Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın Dayanışma` başlıklı bir basın açıklaması gerçekleştirdi

Eklenme Tarihi: 22/12/2020


İMO Ankara Şubesi emeğin bayramı 1 Mayıs gündemiyle ilgili ‘Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın Dayanışma` başlıklı bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Açıklama:

YAŞASIN 1 MAYIS, YAŞASIN DAYANIŞMA!

Bugün Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü, bugün 1 Mayıs emeğin bayramı. Bu yıl 1 Mayıs`ı dünya ölçeğinde yaşanan salgının gölgesinde kutluyoruz. Maalesef salgının hem sağlık hem de ekonomik ve sosyal alanlarda yarattığı sorunları en çok emekçi kesimler yaşadı. Salgın bizde ve dünyanın birçok ülkesinde emekçilere daha fazla işsizlik, daha fazla sömürü ve ücretlerde düşüş olarak geri döndü. 

Ancak bu durum bir gerçeği gizlenemez halde bütün insanlığın gözleri önüne serdi. Kapitalist düzenin emekçilerin yani üretenlerin, dünya nüfusunun en kalabalık kesiminin hak ve çıkarına bir sistem olmadığı bir kez daha görüldü. Kapitalizm, emekçilere insanca bir yaşam hakkı tanımıyor. Salgın koşullarında dahi zorunlu olmayan işlerde, fabrikalarda, atölyelerde, şantiyelerde çalışmayı dayatıyor. Artık daha net görünüyor ki, hakim olan toplumsal düzen için çalışan, üreten insanların önemi, dünya nüfusun %1`i olan bir avuç insanın daha fazla kar etmesini sağlamaktan başka bir şey değil.

Ülkemizde ise emekçilerin yaşamlarını idame ettirmeleri her geçen gün zorlaşmakta, işsizlikle birlikte güvencesiz çalışma koşuları daha da yoğunlaşmaktadır. TÜİK`in 2019 Ekim ayı verilerine göre son otuz yılın en yüksek 2. İşsizlik oranına (%13,4) ulaşılmıştır. Toplam çalışanın otuz üç milyon ve hiçbir güvencesi olmadan çalışan insan sayısının on milyona yaklaşmış olduğu Ülkemizde resmi kayıtlara göre işçilerin sadece %13`ü sendikalıdır. Neoliberal düzenin istihdam politikaları sonucu 2019 yılında en az 1736 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Ülkemizde hakim olan anlayış işçileri örgütsüz, tedbirsiz ve güvencesiz çalışma koşullarına teslim etmiştir.

Ücretli çalışan meslektaşlarımızın durumu ise parçası oldukları emekçilerden farksız değil. Şubemize üye olan meslektaşlarımızın işsizlik oranı 2012 yılında %5,8 iken 2019 yılında %18,7`ye yükselmiştir. Salgın sonrası işsizlik oranları %24 civarındadır. Alınan ücretler son yıllarda ciddi oranda düşmüştür. 2011 Aralık ayında meslektaşlarımızın %40`ı 820 ila 1500 dolar arası ücret alırken 2019 Aralık ayında bu oran %28`e gerilemiştir. 2011 Aralık ayında 820 dolardan az ücret alan üye oranımız %12 iken 2019 Aralık ayında bu oran %51`dir. 

Ülkemizde yetersiz de olsa yakın zamana kadar varlığını sürdüren güçler ayrılığı ilkesi Cumhurbaşkanlığı sistemi ile tamamen rafa kaldırılmıştır. Cumhuriyet`in yarattığı değerler tasfiye edilmiştir. Gücü elinde bulunduranın yaşam tarzından, sosyal haklara her şeyi belirlediği bu otoriter sistemde muhalif olma, hak arama, örgütlenme çalışmaları direk iktidar ve çevresi tarafından zorla baskılanmaya çalışılmaktadır. Yetersiz ve zayıf olan temsili demokrasi ortadan kalkmış, toplumun bir arada yaşamasının en önemli koşullarından biri olan laiklik ilkesi yok edilmeye çalışılmaktadır. Bu durum emekçilerin kendi çıkarlarını korumalarının ve öngörebilmelerinin önündeki en büyük engeldir.

Salgın bize göstermiştir ki artık Ülkemizde sosyal devlet anlayışından söz edebilmek imkansız hale gelmiştir. Açıklanan ekonomik önlemler paketinde emekçilerin ihtiyacını karşılayacak ve yaşadıkları sorunlara çözüm olabilecek hiçbir tedbir yer almamıştır. Şu an çalışmaya devam eden ancak yaşanan ekonomik sıkıntı nedeniyle işini kaybetme riski olan kesimler için tek bir ifade dahi geçmemiştir. Tedbirlerin halkın talebine karşılık verememesinin temel sebebi bir avuç sermayedarın milyonlarca emekçiden daha çok önemsenmesidir.

Artık yeni bir düzen inşa etmek insanca bir yaşam için kaçınılmazdır. Emeği ile geçinen insanların yeni bir ekonomik ve sosyal düzene ihtiyacı vardır. Bütün yatırım ve harcamaların kamu yararına olduğu, kamusal alanın güçlendirildiği, üretimin bir avuç azınlığın kar hırsı için değil toplumsal ihtiyaçlar için yapıldığı, her türlü ayrımcılığa karşı birlikte yaşamın örgütlendiği ve laiklik ilkesinin esas alındığı, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı, toplumun temel ihtiyaçlarının ücretsiz karşılandığı, ülkemizde ve bütün dünyada barışın sağlandığı eşitçe hakça bir yaşamı kurmak emekçilerin tek çıkar yoludur.

Geleceğin, emek ve bilimin yol göstericiliğinde kurulacağına olan inancımızla başta meslektaşlarımız olmak üzere yeryüzünün bütün emekçilerinin 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü kutluyoruz.

Yaşasın 1 Mayıs!

Yaşasın Dayanışma!

İnşaat Mühendisleri Odası

Ankara Şubesi Yönetim Kurulu



TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası