Bu ve benzeri projelerin akıbetinin ne olacağı kendisine doğayı, yaşamı ve bilimi rehber edinen meslek örgütleri ve uzmanların açıklamaları ile defalarca anlatılmaya çalışılmıştır. Bugün oluşan AnkaPark mezarlığı rant ve talan anlayışının ürettiği projelerin ulaşacağı son noktadır

Eklenme Tarihi: 14/09/2021

İMO Ankara Şubesi tarafından 14 Eylül 2021 tarihinde AOÇ arazisine 800 milyon dolar yatırımla yapılan AnkaPark hakkında "AnkaPark: Rant Projelerinin Mezarlığı" başlıklı bir açıklama yayımlandı.

Açıklamada, "Proje gündeme geldiğinden beri meslek örgütleri ve konunun uzmanlarınca sebep olacağı zararlar ve riskler defalarca ifade edilmiş, projenin hayata geçirilmesinin bilimsel ve hukuki anlamda mümkün olmadığı defalarca ifade edilmiştir. Hukuki süreçleri yok sayarak keyfi biçimde sonu getirilen projeye harcanan bütçenin, kentin asıl yakıcı sorunlarına, ulaşım ve altyapı hizmetlerine harcanması gerektiği açıktır. Körü körüne boşa harcanan milyon dolarlar kamu yararına kullanılmalıdır. Bugün benzer süreçlerin işlediği, "çılgın" proje olan Kanal İstanbul Projesi de yine piyasa ve rant uğruna kamu zararına yapılan savurganlıkların bir başka örneğidir," denildi.

Açıklamanın tamamı:

ANKAPARK: RANT PROJELERİNİN MEZARLIĞI

Melih Gökçek`in ABB Başkanlığı döneminde başkentin bütçesi harcanarak yaptırılan ve bir hurda yığınına dönüşen AnkaPark`ın belediyeye devredilmesine yönelik dava kapsamında 13 Eylül 2021 tarihinde yeni bir mahkeme kararı alındı. Son karara göre AnkaPark işletmecisi şirketin sözleşmeyi fesih kararına karşı açtığı dava reddedildi ancak tesisin tahliyesine yönelik tedbir kararı kaldırılmadı. 

Mutlak tarım arazisi olan AOÇ`yi kelimenin tam anlamıyla talan ederek yapıldığı dönem yaklaşık 800 milyon dolara mal olan AnkaPark, yaklaşık iki yıldır ziyaretçilere kapalı. Adeta bir hurda mezarlığına dönüşmüş durumda. Bu facia, Mega projelerle rant peşinde koşmayı ilke edinen iktidarın kamu yararını hiçe sayan, doğaya ve kentsel yaşama sistemli biçimde saldıran talan politikalarının bir sonucu ve örneklerden sadece bir tanesi. Gökçek`in "Belediye Başkanlığı" süresince tüm kent koca bir rant paylaşım operasyonuna kurban edilmiş; doğal, kültürel ve kamusal yaşam türlü yolsuzluk ve usulsüzlüklerle tahrip edilmiştir. Tüm hukuki engellere ve bilimsel uyarılara rağmen kaçak yollarla hayata geçirilen AnkaPark ticari projesinin de bedeli; yok olan yeşil alanlar ve israflarla dolu kamu zararıdır. Bugünkü mahkeme kararı ise ne faciadan arta kalan zararın telafi edilmesi ne de sorumluların yargılanmasının önünün açılması yolunda hiçbir anlam ifade etmemektedir.

Proje gündeme geldiğinden beri meslek örgütleri ve konunun uzmanlarınca sebep olacağı zararlar ve riskler defalarca ifade edilmiş, projenin hayata geçirilmesinin bilimsel ve hukuki anlamda mümkün olmadığı defalarca ifade edilmiştir. Hukuki süreçleri yok sayarak keyfi biçimde sonu getirilen projeye harcanan bütçenin, kentin asıl yakıcı sorunlarına, ulaşım ve altyapı hizmetlerine harcanması gerektiği açıktır. Körü körüne boşa harcanan milyon dolarlar kamu yararına kullanılmalıdır. Bugün benzer süreçlerin işlediği, "çılgın" proje olan Kanal İstanbul Projesi de yine piyasa ve rant uğruna kamu zararına yapılan savurganlıkların bir başka örneğidir.

Politikalarını talan, hukuksuzluk, yıkım ve rant üzerine kuran iktidarın mega projeleri doğayı ve şehirleri yaşanılabilir olmaktan çıkarmaktadır. Piyasanın çıkarlarına kurban edilen sadece kamu malı değil, yaşamın ta kendisidir. AnkaPark faciasında görüldüğü gibi rant odaklı politikalar ölümcül bir yıkım döngüsüne yol açmaktadır. Bu ve benzeri projelerin akıbetinin ne olacağı kendisine doğayı, yaşamı ve bilimi rehber edinen meslek örgütleri ve uzmanların açıklamaları ile defalarca anlatılmaya çalışılmıştır. Bugün oluşan AnkaPark mezarlığı rant ve talan anlayışının ürettiği projelerin ulaşacağı son noktadır.

Bu usulsüzlüklerle kurulu talan politikalarıyla mücadele etmeye ve yürütülen hukuki süreçlerin takipçisi olmaya devam edeceğimizi yeniden hatırlatıyor, bu yıkım girdabının sorumlularının hesap vermesi için elimizden geleni yapacağımızı duyuruyoruz.

İMO Ankara Şubesi

Yönetim Kurulu