İşte AKP Demokrasisi: Vurun, dövün, öldürün
31 Mayıs 2011 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan?ın AKP mitingi için gittiği Artvin?in Hopa ilçesinde sosyalist örgütlerin çağrısıyla yapılan protestoya polis sert müdahalede bulundu. Müdahalelerin sonucunda bir kişi hayatını kaybetti. Ankara`da yapılan protestolarda 95 kişi göz altına alındı.
Eklenme Tarihi: 31/10/2011
31 Mayıs 2011 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın AKP mitingi için gittiği Artvin`in Hopa ilçesinde sosyalist örgütlerin çağrısıyla yapılan protestoya polis sert müdahalede bulundu. Müdahalelerin sonucunda bir kişi hayatını kaybetti.
AKP`nin Hopa`da düzenleyeceği mitingi protesto etmek için Hopa Meydanı`nda toplanan sosyalist örgütler tulum eşliğinde horon teperek, "AKP Hopa`dan defol", "Su haktır satılamaz" sloganları atarak mitingin gerçekleştirilmesini istemediklerini dile getirdiler. Polis gaz bombaları ve tazyikli suyla gruba müdahale ederken, sıkılan gazlardan etkilenen Metin Lokumcu kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Çok sayıda yaralının olduğu çatışma yaklaşık 1.5 saat sürerken, gerginlik ertesi güne kadar devam etti. Gece 02.00`de Hopa`da operasyon düzenleyen polis, aralarında muhtarların da bulunduğu birçok kişiyi gözaltına aldı.
Dört Bir Yanda AKP Protestosu
Hopa`da bir kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan polis terörün ardından Türkiye`nin dört bir yanında protestolar gerçekleştirildi. İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere Trabzon, Adana, Eskişehir, Rize, Mersin, Hatay, Bursa ve Giresun`da Metin Lokumcu`nun öldürülmesine tepkilerini göstermek amacıyla birçok insan toplanarak, eylem yaptılar. Polis, birçok yerde biber gazıyla müdahalede bulunurken, birçok insanı da gözaltına aldı.
İstanbul`da müdahale
İstanbul`da binlerce kişi protesto için Taksim`e yürüyerek Metin Lokumcu`nun hayatını kaybetmesine karşılık polisi ve AKP`yi protesto etti. "AKP`nin polisi, Lokumcu`nun katili", "Metin hoca ölümsüzdür" sloganlarıyla yürüyen kitlenin Taksim`e varmasının ardından bir basın açıklaması yapıldı. Ardından polis kitleye su sıkarak müdahalede bulundu.
Ankara`da 52 gözaltı
Ankara`da saat 18.00`de bir araya gelen Emek ve Demokrasi güçleri Sakarya Meydanı`ndan AKP il binasına doğru yürüyüşe geçti. "Metin`in katili AKP`nin polisi", "Lokumcu`nun katili faşist AKP", "AKP öldürür, ocaklar söndürür", "Gerici, faşist, halk düşmanı AKP" sloganlarıyla AKP`ye yürüyen yaklaşık bin kişi, il binasının önüne gelmeden polis tarafından durduruldu. "İşte burası katil yuvası" sloganıyla binaya yürümekte direten kitleye polis saldırdı. Polisin gaz bombalarıyla saldırması üzerine çatışmalar Kızılay`ın dört bir yanına yayıldı. Meşrutiyet, Mithatpaşa ve Ziya Gökalp caddelerinde süren çatışmalar, bir süre sonra yüzlerce kişinin Kızılay Meydanı`na girmesiyle devam etti. Bir süre Kızılay Meydanı`nı trafiğe kapatan yüzlerce kişi, binden fazla çevik kuvvetin ve çevik kuvvet otobüslerinin arkasında saklanan eli sopalı yaklaşık 80 kişinin saldırısına uğradı. Maltepe yönünde süren çatışmalar esnasında pek çok kişi yoğun gazdan etkilenmemek amacıyla GMK Bulvarı üzerinde bulunan ÖDP Ankara İl Binası`na girdi. Protestocuların binaya girmesi üzerine sivil giyimli yaklaşık 70 kişi ile çevik kuvvet binayı taşladı. Binada büyük hasar meydana geldi. Meydan ortasında atılan dayağa ve işkenceye, olayı izleyen yüzlerce kişi yuhalayarak tepki gösterdi. "Meydan ortasında işkence var" ve "Otobüsler dayaktan sallanıyor" bağrışmaları ile yükselen tepkiler üzerine bir emniyet görevlisi "Tepki gösteren, yuhalayan ne kadar şerefsiz varsa alın" talimatı verince çevik kuvvet, coplarla ve tekmelerle yüzlerce kişiye saldırdı. Bu esnada sivil giyimli bir kişinin "Herkesin gözünün önünde linç edin" demesi ve ardından gözaltına alınan insanların onlarca polis tarafından dövülmesi de dikkat çekti. Halkevleri MYK üyesi Dilşat Aktaş`ın da polisin sert müdahalesi sonucunda kalça kemiği kırıldı. Dünden bu yana gözaltına alınan 52 kişi hakkında terörle mücadele kapsamında tutuklanma talebiyle mahkemeye sevkleri istendi.
Öfke Eken Fırtına Biçer
Tarımda uyguladığı politikalarla çiftçiyi üretemez hale getiren, KİT`leri özelleştirerek ya da kamu-özel ortaklığı biçiminde yeniden yapılandırarak çiftçinin destekleme ödemelerini ve ürün fiyatlarını giderek aşağıya çeken AKP hükümeti, hem yoksullaştırmakta hem de istihdam yalanlarıyla, enerji bahaneleriyle insanları yaşadıkları bölgeden sürmek istemektedir. AKP iktidarı boyunca yaşam alanlarını savunan köylüler hem tarlalarına, ürünlerine hem de sularına sahip çıkmak için mücadele ederken AKP, mücadele edenlerin direncini kırmak, muhalefeti engellemek için k insanları baskı ve korku ile sindirmek istemektedir. AKP bir yandan şiddet mekanizmalarını dört bir yanda devreye sokarken bir yandan da öfke tohumlarını ekmektedir. Emekçilerin yaşam koşullarını daha da kötüleştiren, çiftçilerin ekme-biçme haklarını ellerinden alarak daha da yoksullaştıran AKP iktidarı, söylemleriyle halkın öfkesini sürekli olarak canlı tutmaktadır. Hopa`da yaşanan olaylar sonucunda bir kişinin hayatını kaybetmesine duyarsız kalan Başbakan Erdoğan, "Tabi bir de bir tanesi kalp krizi geçirerek oradaki şu anda kimliğini bilmiyorum. Üzerinde de bu noktada fazla durmak istemiyorum, kalp krizi neticesinde öldüğü söyleniyor" yorumunda bulunmuştur. Şiddet ve baskı mekanizmalarını her alanda hayata geçiren AKP Hükümeti, insan hayatını değersizleştirirken açıkça hedef göstermekte ve Devlet Bakanı Hayati Yazıcı yaşananları güvenlik zafiyeti ve önlem eksikliği olarak değerlendirmektedir. Hopa`da yaşanan olaylarla ilgili olarak yorumda bulunan Yazıcı, "Bakıldığında burada bir güvenlik zaafiyeti ve önlem eksikliği olduğunu söylemek mümkün. Gözlemlerime dayanarak bunu söylüyorum. Konuyu enine boyuna İçişleri Bakanlığı müfettişleri inceleyecek. Güvenlik güçlerimiz bu tür unsurlara, bu tür eylem ortaya koyanlara göz açtırmamalı ve prim vermemelidir" dedi.