KÜRT SORUNU KENDİ DEMOKRATİK MECRASINDA ÇÖZÜLMELİDİR

İnşaat Mühendisleri Odası 31 Ekim 2012 tarihinde cezaevlerinde yaşanan açlık grevi ile ilgili açıklama yaptı:

Eklenme Tarihi: 07/11/2012

 

KÜRT SORUNU KENDİ DEMOKRATİK MECRASINDA ÇÖZÜLMELİDİR
                  
İnşaat Mühendisleri Odası 31 Ekim 2012 tarihinde cezaevlerinde yaşanan açlık grevi ile ilgili açıklama yaptı:
 
Belki de son söylenmesi gereken ilk başta ifade edilmelidir. Gerçekten de, hiçbir neden, hiçbir gerekçe, hiçbir talep insan hayatından daha değerli değildir.
 
Bir süredir, ülke cezaevlerinde yaşanan açlık grevi, 50. güne gelip dayanmış, ölümün kahredici havası solunmaya başlamıştır. Bu nedenle, İnşaat Mühendisleri Odası olarak, insana, insan hayatına verdiğimiz önemden hareketle, açlık grevinin, aslında çaresizliğin, çözüm yolunun açılamayacak derecede kilitlenmiş olmasının bir sonucu olarak gündeme geldiğini, bu durumda bile, insanın "ölümü seçmesinin" kabul edilemez görüldüğünü belirtmek istiyoruz.
 
Yüzlerce tutuklunun ve mahkûmun başlattığı ve 50. gününü tamamlayan açlık grevi, biliniyor ki, Kürt sorunu merkezlidir; talepler, anadilde eğitim, anadilde savunma hakkı gibi, bu sorunun alt başlıklarından bazılarını oluşturmaktadır.
 
Sorunun çözüm adresi cezaevi ve yöntemi de açlık grevi değildir. Sorun kendi demokratik mecrasında çözülmelidir. Kürt sorununun çözümü için kendisine rol düşen aktörler bellidir; parlamento bu konu ile ilgili inisiyatifi ele almalıdır. Taraflar ortadadır; muhataplar hemen her zeminde karşı karşıya gelmektedir.
 
Son 30 yılda 50 bin insanımızın ölümüne yol açan çatışma ortamını nihayete erdirerek, barışın ve kardeşliğin tesisini sağlamak, eşit, özgür bir toplumsal hayatın inşa edilmesi doğrultusunda ilk adımı atmak parlamentonun muktedir olduğu bir konudur. Parlamento çalışmalarına meşruiyet sağlayarak rahatlatacak olan toplumsal mutabakat ise, kardeşlik duygularından beslenecektir.
 
Barışı hangi gerekçelerle istiyorsak, genç insanların ölümü hangi duygularla canımızı acıtıyorsa, cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine aynı hassasiyetle yaklaşıyoruz.
 
İnşaat Mühendisleri Odası olarak hem çağrımız hem de görüşlerimiz açıktır: İnsanların ölmesini istemiyoruz, siyasi iktidarın talepleri duymazdan gelmesini kabul edemiyoruz, sorunun şiddetle çözümünde ısrarcı olanları anlamıyoruz. Sorunun demokratik düzlemde çözümü için daha neyin beklendiğini merak ediyoruz. Siyasi iktidar sözcülerinin konu ile ilgili söylemini rahatsız edici buluyoruz. 800 insanı açlık grevine taşıyan nedenlerin görmezden gelinmesini, Başbakanda ifadesini bulan sert, uzlaşmadan uzak, aşağılayıcı, diyalog kanallarını kapatan dilin, bırakalım çözümü, sorunun daha da derinleşmesine yol açacağını görüyor ve bu dilin terk edilmesi gerektiğine inanıyoruz. 1999`un son aylarında cezaevlerinde yaşanan ve onlarca insanın ölümüne yol açan olayları hatırlatıyor ve ne yazık ki iktidar sahiplerinin "hayata dönüş operasyonu" yaklaşımına sahip olmasından kaygılanıyoruz. Vakit çok geç olmadan, telafi edilmesi mümkün olmayan sonuçlar açığa çıkmadan kamuoyunun hareket geçmesini talep ediyoruz.
 
Bitirirken soruyoruz: 50 bin insanımızın ölmesi yetmedi mi? Kürt sorununun çözümü için daha ne kadar insanın ölmesi gerekiyor!
 

 

 

 



TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası