ANKARA’DA SU BASKINLARI, SEL ve TAŞKIN
Geçmişten günümüze kayıt altına alınan Ankara taşkınları incelendiğinde genellikle taşkınlar 15 Haziran ile 15 Eylül tarihleri arasında yaşanmaktadır. Şiddetli, kısa süreli ve sınırlı bir alanda etkili olan yağışlar ‘konveksiyon’ adını verdiğimiz sağanak şeklinde olmaktadır. Son birkaç yıldır gözlediğimiz ve Ankara’nın belirli bölgelerinde çoğu kez su baskını biçiminde ciddi yaralanmalara, iş kayıplarına ve maddi hasarlara neden olan bu yoğun yağışlar gündelik yaşamı da olumsuz etkilemektedir.
Eklenme Tarihi: 24/08/2015
ANKARA`DA SU BASKINLARI, SEL ve TAŞKIN
Geçmişten günümüze kayıt altına alınan Ankara taşkınları incelendiğinde genellikle taşkınlar 15 Haziran ile 15 Eylül tarihleri arasında yaşanmaktadır. Şiddetli, kısa süreli ve sınırlı bir alanda etkili olan yağışlar ‘konveksiyon` adını verdiğimiz sağanak şeklinde olmaktadır. Son birkaç yıldır gözlediğimiz ve Ankara`nın belirli bölgelerinde çoğu kez su baskını biçiminde ciddi yaralanmalara, iş kayıplarına ve maddi hasarlara neden olan bu yoğun yağışlar gündelik yaşamı da olumsuz etkilemektedir.
Taşkınlar, Ankara çanağında da yıllardır yaşanan bir doğa olayıdır. Ancak, taşkının su baskınına dönüşmesi bizlerin vurdumduymazlığından, kentin temel sorunlarını önemsemememizden, rant iştahımızdan ve daha da önemlisi kent yöneticilerinin ve karar vericilerin ihmalkarlığından, gerekli altyapı yatırımlarını zamanında gereği gibi yapmamalarından, bilimi ve mühendislik ölçütlerini göz ardı etmelerinden kaynaklanmaktadır.
Burada sorulması gereken soru, neden son yıllarda bu tür su baskınlarının daha sık yaşandığı ve neden bu soruna kalıcı bir çözüm üretilip gerekli önlemlerin alınmadığı olmalıdır.
Su baskını, sel, taşkın farklı kavramlardır
Sel doğal bir olaydır, tıpkı deprem gibi…
(Depremin risk oluşturması, orada herhangi bir insan faaliyeti ya da yapısının bulunması durumunda söz konusudur. Böyle bir durum yoksa ya da öngörülebilen deprem şiddetine karşı dayanıklı yapıların yer aldığı yerleşim yerlerinde deprem riskinden, deprem sonrası hasardan ve can kayıplarından söz edilebilir mi?
Aynı şekilde selin etkili olduğu bölgelerde, taşkın yayılma alanlarında herhangi bir tecavüzünüz yoksa su baskınlarının yaratacağı kayıp, hasar ve zarar gündeme gelebilir mi?).
Taşkın, sel sonucu oluşan akımın, bulunduğu havzayı akaçlayan (drene eden) akarsuyun normal yatağının dışına taşması ile çok daha geniş bir alanı etkisi altına alma olayıdır. Bu da doğaldır…
Su baskını ise, insan faaliyetlerinin sürdüğü, sürdürüldüğü mekânların (konut, otopark, alt-üst geçit, sanayi ya da ticaret alanları vb.) işlevlerini yerine getiremeyecek biçimde, gerek can ve gerekse mal emniyeti açısından sakıncalı ya da riskli durumların oluşmasına neden olan su ile dolması, kaplanmasıdır.
Su baskınının oluşması, daha doğrusu taşkın riskinin olması için, düşen yağışın akışa geçmesi gerekir. Akışa geçen bu su kütlesi de fizik kurallarına göre hareket eder. Yani yüksek kotlardan (rakımdan), alçak kotlara doğru. Akışa geçen su kütlesi, ana hat olarak en düşük yükseklikteki (hattı içtima dediğimiz) yataklarda, mecralarda, dere tabanlarında buluşur, çoğalır, kütlesini ve hızını artırarak yoluna devam eder. Kanallardan derelere, derelerden çaylara, çaylardan nehirlere, nehirlerden ırmaklara, ırmaklardan göllere ya da denizlere ulaşır…
Ankara`da Su Baskınları ve Nedenleri
Ankara`nın bulunduğu İç Anadolu bölgesi, uzun yıllar yağış gözlemleri incelenir ve istatistiki olarak analiz edilirse, özellikle Haziran - Ağustos aylarında yoğun sağanak yağışlarını aldığı görülür. Bu yağışlar ağırlıklı olarak ‘konveksiyonel` yağışlar olup, çoğu zaman küçük bir alana, kısa bir sürede çok şiddetli bir biçimde düşmektedir. Dolayısı ile Ankara`nın bir semtini ‘sular - seller götürürken`, yanı başındaki bir mahalleye ‘bir damla bile` yağmur düşmemektedir.
Asırlar öncesinden günümüze belirli döngüler içinde bu süreç benzer bir biçimde devam etmektedir!
Tüm bunlar doğal süreçlerdir. Bilimsel olarak açıklanabilmekte, bilinmekte ve daha da önemlisi öngörülebilmektedir. Ancak neden şiddetli sağanak yağışlarının ardından Ankara`yı su basmaktadır? Neden Ankara`da taşkınlar sık sık yaşanmaktadır?
Yanıt açık ve nettir: Ankara`nın genelde kentsel teknik altyapısı, özelde kentsel drenaj sistemi (yağmursuyu ve pissu kanalizasyon ağı) yetersizdir. Sadece yetersiz değil, çağımızın teknik ve mühendislik yaklaşımına uygun bir altyapısı bulunmamaktadır.
Halen Ankara`nın kentsel drenajı birleşik sistem ağırlıklı olduğundan, taşkın sırasında evsel atıksu ve pissular da yüzeye çıkmakta ve sel sularına karışmaktadır.
Son yıllarda yağışlardaki bazı düzensizlikler, belirsizlikler ve aşırılıkların genelde fosil yakıtların aşırı kullanımından, artan karbon salınımından ve iklim değişikliğinden kaynaklanabileceği de ileri sürülmektedir.
Bu genel saptamaların yanı sıra Ankara özelinde son yıllardaki gelişmeler su baskınlarının asıl belirleyicisi oluşmuştur. Şöyle ki;
-Ankara çanağı içerisinde yeşil alan azalmıştır,
-Yapılaşma gerek yatayda gerekse dikeyde çok büyük alanlar, mekânlar kaplamıştır,
-Bu yeni yoğunluğu olağanüstü artan alanların ulaşım, su, kanalizasyon, elektrik, gaz vb. ihtiyaçlarına koşut altyapı planlaması ve yapımı gerçekleştirilememiştir,
-Eski yeşil alanları binalar, kuleler, iş merkezleri vb.`nin çatıları örtmüştür,
-Toplu taşımanın değil, otomobillerin kenti durumuna dönmüştür,
-Bunun sonucu yeni yollar açılmış, her yol asfaltlanmış; açık toprak, akışa geçecek suyu emecek yeşil alan kalmama noktasına gelmiştir,
-Kaldırımlar yollara, yollar asfalta dönmüştür (sadece 2013 yılında Ankara Çanağına hizmet veren belediyelerin döktüğü asfalt 7 milyon 500 bin tonu bulmuştur).
Sonuç
Eğer derelerin, çayların, akarsuların üzerini kapatır, ‘dere ıslahı` yapıyorum diye kesitlerini daraltır, altlarına beton döküp toprakla temasını engeller, üstünden yol geçirir, çevresini imara açar ve yeni rant alanları yaratırsan gün gelir SU, kendi mülküne sahip çıkar, işgalcileri kovar, enkazı ortalıkta bırakır ve hatta birikmiş alacaklarını da tahsil eder…
Ankara`da yaşadığımız bu tür su baskınları kader değildir! Sorumluları Yerel Yönetim ve buna bağlı ilgili İdarelerdir.
İMO Ankara Şubesi, Ankara Su Çalışma Birimi adına
Hasan AKYAR
21 Ağustos 2015