15-16 HAZİRAN`IN 51. YILINDA MAFYA-SÖMÜRÜ DÜZENİNE KARŞI MÜCADELEMİZ SÜRÜYOR PANELİ DÜZENLEDİ
DİSK İç Anadolu Bölge Temsilciliği, KESK Ankara Şubeler Platformu, TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu, Ankara Tabip Odası ile Ankara Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası tarafından `15-16 Haziran`ın 51. Yılında Mafya-Sömürü Düzenine Karşı Mücadelemiz Sürüyor` başlıklı panel 15 Haziran 2021 Salı çevrimiçi ortamda canlı olarak düzenlendi
Eklenme Tarihi: 17/06/2021
DİSK İç Anadolu Bölge Temsilciliği, KESK Ankara Şubeler Platformu, TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu, Ankara Tabip Odası ile Ankara Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası tarafından "15-16 Haziran`ın 51. Yılında Mafya-Sömürü Düzenine Karşı Mücadelemiz Sürüyor" başlıklı panel 15 Haziran 2021 Salı çevrimiçi ortamda canlı olarak düzenlendi.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen`in konuşmacı olacağı panelin kolaylaştırıcılığını TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Özgür Topçu yaptı. Panelde 15-16 Haziran`ın tarihsel süreci, direnişi yaratan koşulları, bu dönemin işçi sınıfının mücadelesindeki yeri ve önemi, direnişin bugüne yansıması vb. konular konuşuldu.
Panel Özgür Topçu`nun konuşmasıyla başladı. Topçu, "15-16 Haziran Direnişi işçilerin sendikal mücadelesinin önünü kesmek için yapılmak istenen yasal düzenlemelere karşı 15-16 Haziran 1970 tarihlerinde gerçekleştirilen büyük işçi direnişinin 51. Yıldönümü bugün. Bugün biz bu şanlı eylemi selamlıyoruz. Yüz binlerce işçinin sendikal haklarına sahip çıkmak için gerçekleştirdikleri bu direnişin üzerinden yarım aşıra aşkın bir zaman geçmesine rağmen, bugünden geriye dönük baktığımızda emek mücadelesinin en görkemli direnişlerinden birisi olmaya devam ettiğini de söyleyebiliriz. Direniş çalışma yaşamı, çalışma düzeni ve sermayenin doğrultusunda düzenlemek isteyen siyasal iktidara karşı işçi sınıfının verdiği en güzel cevaplardan birisi olmuştur. Dönemin iktidarı bugünkü iktidardan farklı davranmayarak en iyi bildikleri şeyi yapamaya çalışarak işçilerin başlattığı bu direnişi şiddetle bastırmaya çalışmak istemiş hatta direnişe katılan işçileri işsiz bırakılmakla tehdit edilmesine rağmen, bu direniş başarılı olmuş ve Anayasa Mahkemesi, Meclisten geçen bu değişiklikleri iptal etmek zorunda kalmıştır. O günlerden bugünlere baktığımızdaysa aslında emekçiler için değişen hiçbir şeyin olmadığını görebiliyoruz. Bir şekilde iş bulabilen emekçiler insani olmayan koşullarda çalışmaya mahkûm edilirken yine sendikal örgütlenmelerin önü maalesef kesilmeye devam ediyor," dedi.
Topçu`dan sonra sözü DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu aldı. Çerkezoğlu, "15-16 Haziran Direnişinin işçi ile sendika arasındaki güven ilişkisinin sembolü olduğunu da söylemek gerekir. 15-16 Haziran aslında DİSK`i ipten alan bir eylemdir. 15-16 Haziran genel anlamda sendikal hakları, sendikal özgürlüğü özel olarak da DİSK`i savunma eylemidir. DİSK`in kuruluşu ile birlikte işçi haklarının yenin bir çerçeve kazanması, işçinin onuruna sahip çıkması açısından da son derece önemlidir. Bugün açısından bakıldığında da 15-16 Haziran Direnişi hiç kuşkusuz bütün bu özellikleriyle ve ortaya çıkarttığı sendikal ve siyasal sonuçlar açısından sınıf mücadelesi açsından önemli bir yere sahiptir. Bugün açısından da özellikle 20 yıldır ülkeyi yöneten AKP iktidarlarının sınıfsal ve siyasal tercihlerinin sonucu olarak ortaya çıkan ve bugün tüm işçi sınıfına ve emekçi halka yaşattıkları tabloya bakıldığında 15-16 Haziran Direnişinin önemli dersler taşıdığının altını çizmek gerekiyor. Bir taraftan ekonomik kriz ki bu kriz hiç kuşkusuz kendiliğinden ortaya çıkmadı. AKP iktidarlarının politikaları ve tercihlerinin sonucu ortaya çıkan çok ciddi bir ekonomik kriz ve bunun üzerine eklenen pandemi süreci Türkiye`de işçi sınıfı başta olmak üzere bütün emekçi halk açısından yaşam ve çalışma koşullarını çok ciddi bir biçimde geriye götürdü. Hepimizin bildiği gibi işsizlik Cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırıyor," dedi.
15-16 Haziran döneminin işçi sınıfının yükselen mücadelesindeki önemini, değerini ve bu mücadelenin bastırılması için gelişen darbe sürecinin de anlaşılması ve bugüne bakarken bu sürecin iyi okunması gerektiğini vurgulayan KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, "Bugün de baktığımızda sendikal mücadeleyi ve toplumun örgütlü mücadelesini ortadan kaldırmak için çok ciddi bir müdahale var. Reagan`ın söylediği, ?Hükümet çözüm değil, sorunun kendisidir," söyleminde cisimleşen devletin küçültülmesi söylemi ironik bir şekilde neoliberal politikaların hayata geçirilmesinde tam tersine devlet erkinin giderek büyümesi olarak karşımıza çıktı. Böylesi bir sömürü düzeninde emeğin denetim altına alınması, devletin güçlü yaptırım ve düzenleyici rolü olmadan, devletin şiddet tekeli olmadan mümkün olmazdı. Devlet belki küreselleşmeyle birlikte ekonomik olarak dışa bağımlılık nedeniyle kararlarını bağımsız bir şekilde veremese de ekonomi yönetiminde özerk bağımsız olamazsa da geri kalan tüm işlevlerinde çok ciddi bir erk büyümesine de sahne oldu bu dönem," dedi.
Panel soru cevap bölümüyle sona erdi.